YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4009
KARAR NO : 2014/7209
KARAR TARİHİ : 29.05.2014
MAHKEMESİ : MARDİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2011/338-2013/464
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; dava konusu yerin Hazine adına tapuya bağlandığı 7.3.2007 tarihinden en az 20 yıl öncesine (1987 ve önceki yıllara ) ait hava fotoğrafları ile dava konusu 8.. sayılı parsel ile çevresini gösterir orijinal paftanın bulundukları yerden getirtilerek dosya arasına konulması, orijinal pafta Kadastro Müdürlüğünden getirtildikten sonra pafta üzerinde yapılacak inceleme sonucu varsa komşu parsellere ait kadastro tutanak ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları da ilgili yerlerden getirtilerek dosyaya eklenmesi, ondan sonra üç kişiden kurulu uzman bilirkişi harita mühendisleri, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla hava fotoğrafları ile komşu kayıt ve belgelere ait tapu ve vergi kayıtlarının yapılacak keşifte zemine uygulanması, iptali ve tescili istenen yerin sulanan yerlerden olup olmadığı ilgili birimlerden sorulması, davacının belgesizden edindiği taşınmazları olup olmadığının Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüklerinden, zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadığının bulunduğu yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereklerine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 13.09.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen 59.096,38 metrekare yüzölçümündeki bölümün tapusunun iptali ile davacı H.. A.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakıldıktan sonra 07.03.2007 tarihinde idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilip 8.. parsel numarasını alan taşınmazın tapu kaydının 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 17 ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddeleri uyarınca iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın 13.09.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen 59.096,38 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, kamu yararına tahsis edilen, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya yasalar gereğince devlete intikal eden yerlerle ilgisinin olmadığı, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği, diğer bölümler yönünden ise zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasından sonra yapılan keşfe katılan jeodezi ve fotogrametri uzmanı 01.04.2013 tarihli krokili raporunda ; “1988 tarihli hava fotoğrafında çekişmeli taşınmazın %50 sinin taşlık-kayalık niteliğinde, diğer bölümlerinin ise tarım alanı niteliğinde olduğunu” açıklamış, jeodezi ve fotogrametri uzmanı ile fen bilirkişileri tarafından 1954 ve 1984 tarihli hava fotoğrafları incelenerek müşterek olarak düzenlenen 13.09.2013 tarihli krokili ek raporda ise ; “ tapu miktarının 86.168,82 metrekare olduğu, 1954 ve 1984 tarihli hava fotoğraflarına göre ekli krokide (E), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerin taşlık-kayalık niteliğinde, (F) harfi ile gösterilen 59.096,38 metrekare yüzölçümündeki bölümünün ise tarım arazisi niteliğinde bulunduğu” belirtilmiştir. Her iki krokili raporda gösterilen tarım alanı ve taşlık-kayalık olarak belirlenen alanlar farklı olup, jeodezi ve fotogrametri uzmanının sunduğu biri müstakil diğeri fen bilirkişisi ile müşterek olmak üzere iki rapor arasındaki bu çelişki müşterek raporda giderilmeye çalışılmış ise de denetime elverişli, açık ve anlaşılabilir bir izahat getirilmemiş, ayrıca hava fotoğrafları üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporlarında taşınmazın her bir hava fotoğrafındaki niteliği ayrı ayrı değerlendirilmemiştir. Bu şekilde çelişkili ve yetersiz bilirkişi raporlarına, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Öncelikle 06.12.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 6360 sayılı Yasa uyarınca Mardin İlinin Büyükşehir Belediyesine dönüştürüldüğü ve büyükşehir belediye sınırlarının ilin mülki sınırları olarak belirlendiği gözetilerek Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile taşınmazın bulunduğu İlçe Belediye Başkanlığının davaya dahil edilmesi sağlanmalı, bu yolla taraf koşulu sağlandıktan sonra yasal hasım olan Belediye Başkanlıklarından davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalıdır. Daha sonra Hazine lehine idari tapuların oluştuğu 07/03/2007 tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskop hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, dosya ve temin edilen hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşacak üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi olunarak büro ortamında belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, taşlık-kayalık alanlar ile tarım arazisi niteliğinde olan alanlar kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmeli, dosyaya sunulan 01.04.2013 ve 13.09.2013 tarihli raporlar arasındaki çelişki giderilmeye çalışılmalı, çelişki giderilemediği ya da gerektiği takdirde fen bilirkişisi, üç kişilik ziraatçi bilirkişi ve rapor sunan üç kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi aracılığı ile yeniden keşif yapılması hususu düşünülmeli, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen ilkelere uygun olmayacak şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.