YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3774
KARAR NO : 2014/4679
KARAR TARİHİ : 17.04.2014
MAHKEMESİ : ACIPAYAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2013
NUMARASI : 2012/166-2013/74
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1982 yılında kesinleşen kadastro sonucu, Y.Köyü çalışma alanında bulunan, 3196 parsel sayılı 798,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tutanağın beyanlar hanesine üzerindeki binanın M.D.ait olduğu şerhi verilerek devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, 2011 yılında satış nedeniyle davalı F.. B.. adına tescil edilmiştir. Davacılar S.. D.. ve arkadaşları taşınmazın bir bölümünün ortak muris M. D.’dan intikal ettiği ve terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, satış bedelinin davalıya ödenmesi suretiyle tapu iptal ve tüm mirasçılar adına tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık süreden sonra açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı S.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar, çekişme konusu taşınmazın üzerindeki evin muris babaları M. D.a ait olduğunu, taşınmazın kadastro tespiti sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildikten sonra 2010 yılında satış nedeniyle davalı adına tescil edildiğini, evin bu satışa dahil edilemeyeceğini, evin zemin bedelinin davalıya ödenerek taşınmazın bir bölümünün adlarına tescilini talep etmişlerdir. Mahkemece dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tutanağının 01.04.1982 tarihinde kesinleştiği, 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle dolduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir. Dava konusu 3196 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki evin tarafların murisi M. D.a ait olduğu şerhi bulunmakta olup, davacıların talebinin TMK’nın 725. maddesinde düzenlenen temliken tescil talebi olduğu göz önünde bulundurularak işin esasına girilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi isabetsiz olup davacı S.. D..’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.