Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3750 E. 2014/4869 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3750
KARAR NO : 2014/4869
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : BİNGÖL 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2013
NUMARASI : 2012/63-2013/554

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacılar Z.. G.. ve arkadaşları, Ç.Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında tespitten sonraki imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adlarına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın dere yatağı vasfında olduğu ve özel mülkiyete tabi yerlerden olmadığı kabul edilerek karar verilmiş ise de; zilyetlik hususundaki bir kısım beyanlarda taşınmazın davacılar tarafından 20 yılı aşkın süredir ekilip biçildiği, ekin kalktıktan sonra köylünün hayvanlarının otladığı, bir kısım beyanlarda ise taşınmazın köyün kadim merası olduğu, hayvanların otladığı, son 5 yıldır davacıların ektiği beyan edilmiş; keşif sonucu ibraz edilen Jeoloji mühendisi taşınmazın dere yatağında olduğunu, 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu ise taşınmazın 3 bölümden oluştuğu, birinde yonca ekili, biri kavaklık diğeri ise nadasa ayrılmış 15-20 yıldan beri imar ve ihya edilerek kullanıldığı belirtilmiştir. Beyanlar çelişkili olduğu gibi teknik bilirkişi raporları da çelişkilidir. Beyan ve raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden hüküm kurulması nedeni ile yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca varılabilmesi için bir taşınmazın öncesindeki niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını veya imar-ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığını belirlemek için en iyi yol hava fotoğraflarıdır. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru en az 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait ve yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının ve dava tarihinden itibaren iktisap süresince beşer yıllık periyotlarda çekilmiş olan hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı’ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, ardından taşınmaz başında üç kişilik jeodezi ve fotogrametri mühendislerinden oluşturulacak bilirkişi heyeti ve 3 kişilik ziraat mühendisi ve jeoloji mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenilecek yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, kadim mera ya da dere yatağı olup olmadığı, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, hava fotoğrafları üzerinde fotogrametri ve jeodezi uzmanı olan bilirkişi kurulundan belirtilen hava fotoğraflarının stereoskop aleti ile incelenmesi suretiyle hava fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğünden gelen paftaların ise düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu taşınmaz bölümlerinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, önceki niteliği, imar- ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, öyle ise imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise taşınmazın hangi tarihte tarım arazisi haline gelmiş olduğu konusunda rapor alınmalı, ziraatçi ve jeolog bilirkişilerden taşınmazın niteliği, mera ya da dere yatağı niteliğinde olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınmalı, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup-dolmadığı belirlenmeli, önceki keşifte hazır bulunanlar dışındaki ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı incelenerek gerekçeli, denetime açık, karşılaştırmalı rapor istenmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK’nın 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılık giderilmeli, HMK’nın 290/2. maddesi uyarınca birlikte keşfe götürülecek bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan ve panoramik fotoğrafları çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 28.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.