YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3693
KARAR NO : 2014/4729
KARAR TARİHİ : 17.04.2014
MAHKEMESİ : KUMLUCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/06/2013
NUMARASI : 2010/424-2013/352
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacılar Hamide ve A.. G.. dava dilekçesinde; K.. Köyünde bulunan ve adlarına tescil edilen 461 ada 1 ve 2 parselin batısında kalan yaklaşık 9.000 metrekarelik taşınmazın kadastro sırasında dere yatağı olduğundan bahisle tescil harici bırakıldığını, ancak taşınmazın kadim tarım arazisi olduğunu belirterek gösterecekleri sınırlara göre ayrı ayrı adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 13.03.2013 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A1) harfi ile gösterilen 6.464,96 metrekare bölümün 461 ada 1 parsel sayılı taşınmaza eklenerek 1 parselin 8.528,63 metrekare olarak davacı H.. G.., (B1) harfi ile gösterilen 4.815,74 metrekarelik bölümün 461 ada 2 sayılı parsele eklenmesi ile 2 sayılı parselin 7.345,45 metrekare olarak davacı A.. G.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacılar yararına dava ve temyize konu olan bölümler yönünden 3402 sayılı Kanunun 14 ve TMK’nın 713. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmadığı gibi, verilen karar usul ve yasa hükümleri ile dosya kapsamına da uygun bulunmamaktadır. Bilindiği üzere, TMK’nın 713/1. maddesine dayalı tescil davalarında TMK’nın 713/3. maddesinde yazılı olduğu üzere Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı husumet yöneltileceği düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre tescil davalarında Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi yasal hasım durumundadır. Oysa, somut olayda dava sadece Hazineye yöneltilmiş olup taşınmazın bulunduğu Kumluca Belediye Başkanlığı ile Kumluca İlçesi Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kaldığından, 5216 ve 6360 sayılı Yasalar uyarınca Antalya Büyükşehir ve Kumluca Belediyesi Başkanlıklarına da husumet yöneltilmesi yasal zorunluluktur. Bu nedenle, öncelikle davanın Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına husumet yöneltilerek, varsa savunma ve delillerinin tespiti, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Anılan Yasa uyarınca taraf teşkili tamamlanmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır. Öte yandan Kadastro Müdürlüğünden gönderilen cevabi yazıda dava konusu taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında “alakır çayının yatağı” olması nedeni ile tespit dışı bırakıldığı belirtilmiştir. Davacılar ise kadastrodan önceki zilyetliğe dayanarak taşınmazın adlarına tescilini istemiştir. Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın çekim tarihindeki sınırlarının ve niteliğinin belirlenebilmesi, bu yolla ekilemeyen alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra, taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi, jeolog, jeodezi ve fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden intikal ettiği ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar ihyanın hangi tarihte başlayıp ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır. Teknik bilirkişi heyetine yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın tamamı üzerinde ekonomik amaca uygun şekilde zilyetlik bulunup bulunmadığını, çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, niteliğini açıklar nitelikte, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, jeolog bilirkişiden taşınmazların aktif dere yatağı olup olmadığı, derenin etkisinde bulunup bulunmadığı hususlarında rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de; TMK’nın 713/1. maddesi uyarınca tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkin olup aynı maddenin 4. fıkrası hükmüne göre, dava konusunun mahkemece gazete ile bir defa ve ayrıca taşınmazın bulunduğu yerde uygun araç ve aralıklarla en az üç defa ilan edilmesi ve 5. fıkra hükmüne göre son ilandan başlayarak 3 aylık itiraz süresinin beklenilmesi gerektiği halde yasada öngörülen gazete ve yerel ilanlar yapılmadan tescile karar verilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.