YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3623
KARAR NO : 2014/8716
KARAR TARİHİ : 19.06.2014
MAHKEMESİ : ARDAHAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2013/36-2013/71
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K.Köyü çalışma alanında bulunan . ada .parsel sayılı 6.293,19 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, miras yolu ile gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı Ç.. Y.., . ada . parsel sayılı 4.831,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalı K..Y.. adına tespit edilmiştir. Davacı A.. Y.., iskan sureti ile oluşan tapu kayıtları ve paylaşmaya dayanarak taşınmazların adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacı ve davalılar tarafından dayanılan tapu kayıtlarının dava konusu taşınmazları kapsamadığı, davacının taşınmazlarda zilyetliğinin bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. 16.07.2013 günlü duruşmada davacının hazır olmadığı duruşmada keşif günü verilmiş, davacı tarafça keşif giderleri yatırılmıştır. Mahkemece de 03.10.2013 tarihinde davacı hazır olmaksızın keşif yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı keşiften sonra mahkemeye sunduğu 08.10.2013 tarihli dilekçesinde keşif günü kendisi ve tanıklarının köyde hazır beklemelerine rağmen mahkemece keşif yerine götürülmediklerini ileri sürmüştür. Dosya kapsamından her ne kadar davacının keşif gününden haberdar olduğu anlaşılıyor ise de davacı taraf tanıklarını dava dilekçesinde bildirdiği halde keşif ara kararında davacı tanıklarına yapılacak tebligat giderlerini yatırması için davacı tarafa kesin süre verilmeden keşif yapılması ve tanıklarının dinlenmemesi, davacının delilleri toplanmadan karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri, huzuruyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıkları aracılığı ile
davacı ve davalı tarafın sunduğu tapu kayıtları 3402 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde düzenlendiği şekilde zemine uygulanmaya çalışılmalı, tapu kayıtlarının hiç birinin taşınmazları kapsamadığının anlaşılması halinde uyuşmazlık zilyetlik hükümlerine göre çözüleceğinden yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan taşınmazların ne zamandan beri, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı hususları ayrıntılı ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, alınan beyanlar ile önceki keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişi ve tespit bilirkişilerinin beyanları arasında çelişki ortaya çıktığı takdirde giderilmeye çalışılmalı, fen bilirkişiden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.