Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3618 E. 2014/8715 K. 19.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3618
KARAR NO : 2014/8715
KARAR TARİHİ : 19.06.2014

MAHKEMESİ : HANAK KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/08/2010
NUMARASI : 2008/154-2010/39

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında B.. Köyü çalışma alanında bulunan .. ada .. parsel sayılı 10.806,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yolu ile gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeni ile davalılar miras bırakanı A..M..S.., .. ada .. parsel sayılı 40.516,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenle ve eşit paylarla davacı H.. S.. ve davalılar miras bırakanı A..M..Soylu adına tespit edilmiştir. Davacı H.. S.., tapu kaydına dayanarak .. ada ..sayılı parselin 1/4’er paylarla A.. M.., Y..Z..ve H.. S.. adına, ..ada .. sayılı parselin ise kendi adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, temyiz dilekçesinde gerekçeli kararın kendisi yerine bu dosyada davalı olan yeğeni Haşimet Soylu’ya yapıldığını, tebligat usulsüz olup, usulsüz tebligatı 27.09.2012 tarihinde öğrendiğini belirtmiştir. Usulsüz tebligatı düzenleyen Tebligat Kanunu’nun 32. ve karar tarihinde yürürlükte olan Tebligat Tüzüğünün 51. maddesinde usulsüz tebligatın öğrenildiği beyan edilen tarihten itibaren sonuç doğuracağı, usulsüz tebliği ilgilinin belirttiği tarihin tebligat tarihi kabul edileceği düzenlenmiş olup Tebligat Tüzüğünün 51/son maddesinde ilgilinin tebligatı öğrendiği ve bunun tarihinin iddia ve ispatına yasa izin vermemiştir. Eldeki dosyada gerekçeli karar 24.11.2010 tarihinde “birlikte oturduğu” belirtilmek sureti ile bu dosyada davalı durumunda olan ve aralarında menfaat çatışması bulunduğu kuşkusuz olan H.. S..’ya yapılmıştır. Bu durumda davacıya yapılan tebligat usulsüz olup, davacının usulsüz tebligatı öğrendiği tarih olarak beyan ettiği 27.09.2012 tarihi dikkate alındığında temyiz inceleme isteğinin süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacının temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, davacının kesin süre içerisinde keşif giderlerini yatırmadığı, davasını ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine, usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmamaktadır. Keşif giderlerinin yatırılmasını sağlamak amacı ile verilen kesin süre her ne kadar yöntemine uygun görülmekte ise de kesin süre davacının hazır bulunmadığı duruşmada verilmiş olup kesin süreye ilişkin ihtarlı davetiyenin davacıya tebliğine karar verilmiştir. Davacıya tebliğ edilmek üzere kesin süreye ilişkin muhtıra hazırlanmış ve davacıya tebliğ edilmiştir. Ancak kesin süre ihtaratını içeren muhtıra davacı yerine “aynı çatı altında oturduğu” belirtilmek sureti ile bu dosyada davalı olan davacının yeğeni H.. S..ya yapılmıştır. Az yukarıda anlatıldığı şekilde davacı ile arasında menfaat çatışması bulunduğu kuşkusuz olan davalıya yapılan tebligatın geçersiz olduğu ve sonuç doğurmayacağı da kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek tarafların gösterecekleri deliller toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken kesin süreye ilişkin muhtıranın davacıya usulsüz olarak tebliğ edildiği gözetilmeksizin kesin süreye uyulmaması gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.