YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3588
KARAR NO : 2014/4005
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : AYDINCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2012/74-2013/48
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında H. Köyü çalışma alanında bulunan 111 ada 20 parsel sayılı 6.824,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve T. Ç. mirasçılarının kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı M.. D.., dava konusu taşınmazın sınırlarını göstereceği bölümünün kendisi tarafından satın alındığı iddiasıyla bu bölümde lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalının zilyetliğinde bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Kullanım kadastrosuna itiraz niteliğindeki davaların tespit maliki Hazineye yöneltilerek açılması zorunludur. Dava, Tapu Müdürlüğü aleyhine açılmıştır. Davacının, Hazine yerine Tapu Müdürlüğünü hasım göstermesi şeklindeki yanılgısı, temsilcide hata niteliğindedir. Temsilcide hata halinde, davanın doğru hasma dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanabileceği, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarından olduğu gibi, 6100 sayılı HMK’nın, “Tarafta İradi Değişiklik” başlığını taşıyan 124. maddesi ile de temsilcide yanılgı hali yasal düzenleme kapsamına alındığı gibi taşınmazın zilyetlik durumu da yöntemince belirlenmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davanın tespit maliki Hazineye yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak verilmeli, yasal hasım durumunda bulunan Hazine davaya dahil edilerek dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmeli, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra mahallinde, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Davacının dava konusu taşınmaza komşu 19 parsel sayılı taşınmazın zilyedi olduğu ve 19 parsel sayılı taşınmazdaki seraların bir bölümünün dava konusu 20 parsel sayılı taşınmazın sınırları içerisinde kaldığı iddiasında bulunduğu, dava konusu taşınmazın üzerinde kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte de yapılar bulunduğu dikkate alınarak, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan seraların kim tarafından ne zaman yapıldığı sorulmalı, dava konusu taşınmazın tespit tarihinde kim tarafından neye istinaden ve ne zamandan beri zilyet edildiğine ilişkin maddi olaylara dayalı
ayrıntılı bilgi alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece usulünce taraf teşkili dahi sağlanmadan, yöntemince zilyetlek araştırması da yapılmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.