YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/352
KARAR NO : 2014/3067
KARAR TARİHİ : 21.03.2014
MAHKEMESİ : ADANA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2012
NUMARASI : 2008/221-2012/192
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; davacı Hazinenin kayden maliki olduğu K. Köyü 704 parsel sayılı taşınmazın, davalı Seyhan Belediyesinin 37 nolu düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesine tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 704 sayılı kadastral parselin sınırları içerisine de şuyulandırmalar sonucunda yol ve park alanı ile K. Köyü 5524 ada 5, 6; 5527 ada 2, 5, 7; 5594 ada 3; 5597 ada 11; 5598 ada 12, 13, 14, 15 ve 16 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 nolu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ileri sürerek; K. Köyü 5524 ada 5, 6; 5527 ada 2, 5, 7; 5594 ada 3; 5597 ada 11; 5598 ada 12, 13, 14, 15 ve 16 sayılı imar parsellerinin 704 sayılı kadastral parsele isabet eden kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile 704 parsel sayılı taşınmazın yeniden Hazine adına tescili ve 704 parselin imar planında yol ve park alanında kalan kısımlarının da Hazine adına tescili ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanması istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davacının davalı Seyhan belediye Başkanlığı aleyhine açtığı davada yasal zorunluluk nedeni ile taraf sıfatı kalmayan davalı Seyhan Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına; diğer davalılar yönüyle davanın kabulü ile, Adana Çukurova K. 704 nolu parselin bilirkişilerin 02.11.2010 tarihli krokili raporlarında gösterilen 5524 ada 5 parselde kalan 5 A 4453,00 m2’lik kısmın, 5524 ada 6 parselde 6 B 37684,00 m2’lik kısmı, 5527 ada 2 parselde 2 C 649.0 m2’lik kısmın, 5527 ada 5 parselde 5 D 4712,00 m2’lik kısmın, 5527 ada 7 parselde 7 E 6160,00 m2’lik kısmın, 5598 ada 12 parselde 12 J 154,00 m2’lik kısmın, 5598 ada 13 parselde 13 K 661,00 m2’lik kısmın, 5598 ada 14 parselde 14 L 684,00 m2’lik kısmın, 5598 ada 15 parselde 15 M 671,00 m2’lik kısmın, 5598 ada 16 parselde 16 N 249.00 m2’lik kısmın, 5594 ada 3 parselde 3 F 5627,00 m2’lik kısmın, 5597 ada 11 parselde 11 G 121,00 m2’lik kısmın, ayrıca park 1 5078 ,00 m2, Park 2 679,00 m2, yol 1 2898,00 m2 yol 2 635,00 m2’lik imarla oluşan sicil kayıtlarının iptali ile K. Köyü 704 parsel sayılı kadastro parselin ihyasına; bu kısımla ilgili terditli olarak açılan tazminat davasında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili ile davalı Adana Büvüksehir Belediye Başkanlığı vekili ve dahili davalı Ç.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyasına yönelik tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 704 parsel sayılı taşınmazın; 61115 metrekare miktarıyla ve 22.03.1965 tarihinde hükmen Hazine adına kayıtlı iken, Seyhan Belediyesince başka birçok parselle birlikte 37 nolu düzenleme bölgesinde imar uygulamasına tabi tutulduğu, ancak davacı Hazinenin açtığı dava sonucu Adana 2.İdare Mahkemesi’nin 28.04.2000 tarih ve 1999/963 Esas, 2000/416 Karar sayılı ilamıyla bu düzenlemenin iptaline karar verildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği, bunun üzerine davacı tarafından kadastral parselin ihyası istekli dava açıldığı ve Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.05.2007 tarih ve 2004/360 Esas, 2007/250 sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, fakat bu kararın henüz kesinleşmediği; iptal kararı üzerine 2007 yılında davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yeniden imar düzenlemesi yapıldığı ve bu uygulamanın da idari yargı yerinde iptal edildiği anlaşılmaktadır. Davacı Hazine, eldeki davada, çekişmeli imar parsellerinin sicil kayıtlarının dayanaksız hale geldiğini belirterek imar uygulamaları öncesi duruma dönülmesini ve kadastral parselin ihyası ile yeniden Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanaksız hale geldiği ve yolsuz tescil durumuna düştükleri belirlenmek ve benimsenmek suretiyle hüküm kurulmuş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak; yapılan uygulama sonucu bilirkişi heyeti tarafından, ihyası talep edilen 704 sayılı kadastral parselin ihya edilebilmesi için; sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinden 5524 ada 6 sayılı 35.207 metrekare yüzölçümlü imar parselinin rapor eki krokide 6B harfiyle gösterilen 37684 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili gerektiği bildirilmiş ise de, rapora ekli koordinatlara göre yapılan hesaplama cetvelinde 6B ile belirtilen alanın 27.684,463 metrekare olduğu görülmekle; anılan parselin alanı da gözetilerek rapor metninde maddi hata yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Öyleyse, 6B ile işaretlenen alanın 37684 metrekare olarak kabul kapsamına alınmış olması doğru olmadığı gibi, kadastral parselin ihyasına karar verildikten sonra Hazine adına tescile hükmedilmemiş olması da isabetsizdir. Öte yandan; davada iptal edilen idari işlemleri yapanlardan Seyhan Belediyesi’ne husumet yöneltilmemiştir. Bilindiği üzere; bir hakiki ya da hükmi şahsa dahili dava yoluyla taraf sıfatı verilmesine ve hakkında hüküm kurulmasına yasal olanak yoktur. O halde; idari işlemi yapan Seyhan Belediyesi davada taraf olmadığından ve onun halefi olan Çukurova Belediyesi hakkında da usulüne uygun dava açıldığından söz edilemeyeceğinden; Seyhan Belediye Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi ve halefi sıfatıyla Çukurova Belediyesi’nin davaya dahil edilerek harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuş olması isabetli olmadığı gibi; taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcı ve vekalet ücretinin maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara ayrı ayrı iadesine, 21.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.