Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3494 E. 2014/12351 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3494
KARAR NO : 2014/12351
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ : ALANYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2011
NUMARASI : 2006/335-2011/821

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında…Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 28, 29, 31, 33 ve 127 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 888.67, 2,867.53, 3.990,58, 3,034.56 ve 4,129.83 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve sırasıyla Ş.. A.. ve A.. A.., D.. Y.. ve A.. Y.., D.. Y.., Ö.. Y.., D.. Y.. ve A.. Y..’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit edilmiş, çekişmeli taşınmazlardan 125 ada 29, 31 parseller ile 127 ada 1 parsel sayılı taşınmazların üzerindeki kullanıcı şerhleri hükmen terkin edilmiştir. Davacılar N.. Y.. ve müşterekleri taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve tüm mirasçıların hak sahibi olduğu iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacıların taleplerinin dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında zilyet olarak gösterilmesi olduğu, tarafların iddia ve savunmalarının toplanması, sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda A.. Y.., F. M.. A…, A.. Ö.., T.. Ö.. açısından 21.9.2010 tarihi itibariyle davanın açılmamış sayılmasına, davanın tüm mirasçılar tarafından açılıp yürütülmesi gerekirken usuli işleme uyulmadığından diğer davacıların davalarının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı N.. Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacılardan A.. Y.., E.. A.., A.. Ö.. ve T.. Ö..’ın davayı takip etmediklerinden 20.07.2010 tarihinde davalarının HUMK’nın 409 maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı, yasal süre içerisinde usulüne uygun harcının verilerek davalarını yenilemedikleri gerekçesi ile adı geçenler yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden ise; davanın taşınmazların beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin iptali ile muris M.. Y.. mirasçıları lehine zilyetlik şerhi verilmesine yönelik olduğu, bu tür davalarda mirasçıların davayı birlikte yürütmeleri gerektiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar 3. kişi konumunda
tespit maliki Hazine ile, taşınmazlar üzerinde lehlerine zilyetlik şerhi bulunan kişilere karşı taşınmazlar üzerindeki zilyetlik şerhinin terekeye döndürülmesi istemiyle dava açmışlardır. Mirasçılar arasında elbirliğiyle mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlarını almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir. Tüm mirasçıların davada taraf olmaması nedeni ile davada taraf koşulu sağlanmamış ise de; bu husus davanın reddini gerektirmez. Yukarıda bahsedildiği gibi terekeye temsilci atanması veya tüm mirasçıların muvafakatlarının alınması suretiyle davaya devam edilebilir. Somut olayda; muris M.. Y..’ın D.. Y.. dışındaki davacı mirasçıları birlikte dava açtıklarına ve dava dilekçesi davacı mirasçılar açısından muvafakat olarak nitelendirileceğine göre; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece davalı konumunda olan D.. Y..’ın davacı olarak davaya katılması ya da muvafakatinin sağlanması, olmadığı takdirde terekeye temsilci atanması sağlanmalı, taraf teşkili tamamlandıktan sonra, işin esasına girilerek talep hakkında karar verilmelidir. Buna rağmen taraf teşkilinin sağlanamaması durumunda ise davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek doğrudan usulden red kararı verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.