Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3461 E. 2014/5203 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3461
KARAR NO : 2014/5203
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : SINDIRGI SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2013
NUMARASI : 2010/421-2013/138

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Ç..Köyü çalışma alanında bulunan 2.. ada .. parsel sayılı 1.084,46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz köşk ve çeşme vasfıyla davalı Köy Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar İ.. Ç.. ve A.. Ç.., miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davalı Köy Tüzel Kişiliğine karşı tapu iptal ve tescil, davalı K.. Z..’e karşı elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın 2/4 hissesinin davalı Köy Tüzel Kişiliği adına olan tapu kaydının iptali ile 1/4’er hisse ile davacılar adına tapuya tesciline, davalı K.. Z..’in çekişmeli taşınmaz üzerindeki suya vaki müdahalesinin men’ine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1- Mahkemece zilyetlikle taşınmaz mülk edinme koşullarının davacılar lehine gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile iktisap 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde düzenlenmiş olup ekonomik amaca uygun zilyetlikle özel mülkiyete konu olabilecek taşınmazların kazanılabileceği belirtilmiştir. Somut olayda mahallinde yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve tanıklarca, çekişmeli taşınmaz üzerindeki çeşme ve otobüs durağının 8-10 yıl önce davacılar tarafından yaptırıldığı beyan edildiğine göre çeşme ve otobüs durağının olduğu taşınmaz bölümünün köye terk edildiğinin kabulü gerekir. Diğer taraftan ziraatçı bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmaz üzerinde 23 adet çınar ağacı ve 2 adet çam ağacının bulunduğu belirtilmiştir. Hal böyle olunca bu ağaçların haritada yerleri işaretlenip zeminin ne şekilde özel mülkiyete konu olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi için mahallinde yeniden keşif yapılarak 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerini açıklayacak ve çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş; daha önceki bilirkişi raporlarını da irdeleyecek şekilde ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor ile çam ve çınar ağaçlarının yerlerini de gösterir harita düzenlettirilmeli, bundan sonra davacılar yararına 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir.
2- Davalı K.. Z..’in temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan suya davalı tarafça yapılan müdahalenin men’ine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davaya konu olan suyun davacılara ait olup olmadığı, suyun başka bir yerden nakledilerek getirilip getirilmediği hususlarının araştırılmadığı gibi, müdahalenin davacılara ait olduğu iddia edilen taşınmaz içerisinde olup olmadığı da belirlenmemiştir. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için müdahaleye konu suyun davacılara ait olup olmadığı, sadece davacıların mı yoksa herkesin kullanımında mı olduğu tespit edilmeli, fen bilirkişisine suyun çeşmeye geliş güzergahı ile müdahalenin yapıldığı yer haritada işaretlettirilmedir. Suyun başka yerden nakledilerek getirildiği ve davacılara ait olmadığının belirlenmesi durumunda, müdahale edilen alanın davacılara ait olduğu kanıtlanan taşınmaz içinde bulunduğunun anlaşılması halinde sadece bu bölüme ilişkin müdahalenin men’ine karar verilmesi gerektiği düşünülmelidir. Mahkemece açıklanan hususlarda araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.