Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3435 E. 2014/2046 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3435
KARAR NO : 2014/2046
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : ADANA 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2012
NUMARASI : 2008/995-2012/613

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı Hazine vekili; K. Köyü’nde davalı S.. B..nin 37 nolu düzenleme bölgesinde imar uygulaması yaptığını ve kapanan yollardan ihdasen adı geçen belediye adına oluşturulan … (41) sayılı kök parselin … ada 1 sayılı imar parseline tahsis edildiğini; bilahare A.. B.. tarafından da aynı bölgenin imar düzenlemesine tabi tutulması sonucu 4966 ada 12 sayılı imar parselinin meydana getirildiğini; kapanan yolların imar parseline dönüştürülmek suretiyle belediye adına tescilinin hukuka aykırı olduğunu, kapanan yolların kamu alanları dışında kullanılamayacaklarını, anılan imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ve böylece imar parselinin sicil kaydının yolsuz tescil haline geldiğini ileri sürerek; .. (41) sayılı kök parsel sınırı üzerine oluşturulan … ada 12 parsel sayılı taşınmazın 121 metrekarelik kısmının tapusunun iptali ile … ada 12 sayılı imar parselinin düzenleme öncesi kadastral ve kök parsele geri dönüşümüne karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda “davalı Seyhan İlçe Belediyesi açısından açılan davada karar verilmesine yer olmadığına; davacının diğer davalılar yönünden davasının kabulü ile, Adana İli, K. Köyü, 1013 (41) kök parselin ihyasına, ihya edilen parselin Hazine adına tapuya tesciline, imar düzenlemesi sonucu oluşan aynı köy … ada, 12 nolu parselin tapusunun iptaline” karar verilmiş; hüküm, davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili ve dahili davalı Ç.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, imar uygulamasının iptalinden kaynaklanan tapu iptali ve ihya isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden ve özellikle yapılan uygulama sonucu alınan bilirkişi raporlarından, çekişme konusu 1013 parsel sayılı taşınmazın kapanan yolun ihdasından davalı S.. B.. adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi, bu nitelikteki yerlerin 3194 sayılı Yasanın 17. maddesi hükmü uyarınca Belediye adına tescili öngörülmüş ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 21. maddesi hükmü de kapanmış yolların içinde bulunduğu tüzel kişi adına tescili gerektiğini düzenlemiştir. O halde; eldeki davada, dava konusu taşınmazın anılan yasal düzenlemeler uyarınca kapanan yoldan ihdasen S.. B.. adına sicil kaydının oluşması nedeniyle, imar uygulaması öncesinde Hazinenin mülkiyet hakkı yoktur. Hal böyle olunca, Hazinenin çekişmeli taşınmazla mülkiyet ilişkisi bulunmadığından son imar uygulaması sonucu oluşmuş tapu kaydının iptalini isteyemeyeceği gözetilerek davacı Hazine tarafından açılmış davanın reddine karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de; davada tescil isteğinde bulunulmadığı halde istek aşılmak suretiyle Hazine adına tescile hükmedilmesi ve bu durumda dahi 1013 sayılı parselin imar uygulamaları ile sınırları üzerinde oluşturulan imar parselinin tapu kaydı getirtilerek taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığının denetlenmemesi ve ayrıca 1013 sayılı ihdas parselinin şuyulandırmalar sonucunda 4966 ada 12 parsel sayılı taşınmaza pay olarak gittiği dikkate alınmadan 4966 ada 12 sayılı imar parselinin tamamının tapusunun iptaline karar verilmesi ve de taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmayıp, davadaki istek kamusal tasarruftan kaynaklanan sicil kaydının düzeltilmesine ilişkin bulunduğuna göre, hüküm altına alınması gereken karar ilam harcının maktu olması gerektiğinin düşünülmemesi de isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.