Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3425 E. 2014/4193 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3425
KARAR NO : 2014/4193
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : HAVZA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2012
NUMARASI : 2003/189-2012/123

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu G.Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 16 parsel sayılı 45.900 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar A.. D.., O. D., İ.. D.. ve V.. D.., vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın başlangıçta tereke adına değil de, bir kısım mirasçılar tarafından taşınmazın adlarına tescili istemiyle açıldığı, davacı tarafça taksim iddiasında da bulunulmadığı, dolayısıyla tereke mirasçılarından bir ya da bir kaçına isabet eden payın tescilinin mümkün olmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, dava konusu taşınmazın kök murisleri Hüseyin ve Mustafa’dan kaldığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşullarının oluştuğunu, kendi adlarına tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Belirtmek gerekir ki taşınmazın terekeye döndürülmesi istemiyle açılan tapu iptal ve tescil davasında mirasçının, mirasçı olmayan üçüncü kişiler aleyhine miras payının adına tescili istemiyle dava açması mümkün değil ise de, kayıt maliki olan mirasçı ya da mirasçılar aleyhine, kendi miras payının adına tescili istemiyle tek başına dava açmasına usulen bir engel bulunmamaktadır. Bir mirasçı ya da üçüncü kişi aleyhine, taşınmazın terekeye döndürülmesi istemiyle açılacak davalarda ise mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Ancak böyle bir davanın bir veya bir kısım mirasçı tarafından açılması halinde davanın hemen taraf sıfatı eksikliği nedeniyle reddedilmeyip, davacı tarafa, diğer mirasçıların davaya muvafakatlerinin alınması veya diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle taraf koşulunu sağlaması için imkan tanınması gerekir. Diğer taraftan bir mirasçının üçüncü kişi aleyhine kendi adına tescil istemiyle açacağı tapu iptal ve tescil davasında mirasçı, taşınmazın kendisine ne şekilde intikal ettiğini kanıtlamak zorundadır. Somut olayda; davacılar taşınmazın tamamını adlarına tescilini talep etmişlerdir. Ne var ki mahkemece davacıların davası açıklattırılmamış, davacıların hangi hukuki sebebe (taksim, pay satın alma, bağış vb)
dayandıkları belirlenmemiştir. Hal böyle olunca, öncelikle davacılara davaları açıklattırılmalı, istem taşınmazın terekeye döndürülmesine yönelik ise tüm mirasçıların muvafakatlarının alınması ya da terekeye temsilci tayini gerektiği düşünülmeli, istemin miras paylarına yönelik olması halinde ise üçüncü kişiye karşı miras payına yönelik dava açılamayacağından şimdiki gibi davanın reddine karar verilmelidir. Davacıların taşınmazın taksim, pay satışı, bağış gibi hukuki nedenlere dayanarak tamamını kendi adlarına tescilini talep etmeleri ve bu şekilde gerçekleşen intikali kanıtlamaları halinde işin esasına girilerek; dava konusu taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 20-30 yıl öncesine ait 3 ayrı tarihte çekilmiş (1970, 1980 ve 1990 yılları) hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından istenilerek dosya arasına konulmalı, komşu parsel tutanakları varsa dayanak belgeleri ile getirtilmeli, ziraat mühendisi ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporları ile komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, ziraatçi bilirkişiden taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı ve zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarında taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.