Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3373 E. 2014/5190 K. 02.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3373
KARAR NO : 2014/5190
KARAR TARİHİ : 02.05.2014

MAHKEMESİ : İSPİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2012
NUMARASI : 2006/57-2012/71

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y.. Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 114 ada 240, 241, 246, 247, 248 ve 250 parsel sayılı 1.533.458.10, 204.443.31, 169.200.99, 218.188.20, 491.772,95 ve 4.337.728,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ve otlakıye vasfıyla R.. Ü.. ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların kamu orta malı niteliğinde mera olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece, ayrı ayrı açılan davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda çekişmeli 114 ada 240 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davanın kısmen kabulü ile 19.06.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümün mera olarak sınırlandırılmasına, (A) harfi ile gösterilen bölümün ise tespit gibi tesciline; çekişmeli 114 ada 241, 246, 247, 248 ve 250 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davaların reddi ile tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı Hazinenin çekişmeli 114 ada 240 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazları, taşınmazın, davasının reddine karar verilen ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne yöneliktir. Mahkemece, söz konusu taşınmaz bölümünün mera vasfında olmadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de bu bölüm hakkında yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen ziraat bilirkişisi raporunda, çekişmeli taşınmazın geriye kalan bölümünün mera vasfında olduğu belirtildiği halde fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölümün neden mera olarak kabul edilmediği denetime elverişli şekilde tartışılmamış, soyut açıklamalarla yetinilmiştir. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir, tespit gününden 20-30 yıl öncesine ait ve üç farklı dönemde çekilmiş hava fotoğrafları temin edilmeli, bundan sonra mahallinde ziraat mühendislerinden oluşacak üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulunun ve harita mühendisi fen bilirkişisinin de katılımı ile yeniden keşif yapılmalı; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, toprak yapısı, bitki örtüsü, komşu parsellerle mukayesesi, komşu mera taşınmazları ile arasında doğal ya da yapay kadim bir sınırın bulunup bulunmadığı, mera taşınmazları ile aynı özellikleri taşıyıp taşımadığı ve taşınmazın mera vasfında olup olmadığı hususlarında bilimsel verilerle desteklenmiş ayrıntılı rapor düzenlemeleri istenmeli; harita mühendisi fen bilirkişisinden keşfi izlemeye imkan verir harita düzenlemesi, çekişmeli taşınmazın hava fotoğrafları üzerindeki konumunu işaretleyerek ziraat bilirkişi kurulu ile birlikte hava fotoğraflarında gözüken niteliğini belirlemesi, ayrıca, çekişmeli bölümün özellikle mera taşınmazları ile müşterek sınırlarını gösterir ve farklı açılardan çekilmiş fotoğrafları üzerinde çekişmeli taşınmazın sınırlarını işaretlemesi istenmelidir. Bundan sonra, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte incelenerek tartışılmalı, 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde yazılı miktar sınırlarının aşılıp aşılmadığı da gözönünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle, 114 ada 240 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükmün BOZULMASINA,
2- Hazine temsilcisinin 114 ada 241, 246, 247, 248 ve 250 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece çekişmeli parsellerin mera niteliğinde olmadığı ve davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Temyize konu taşınmazların çevresi, kamu orta malı niteliğinde mera ile çevrili bulunmaktadır. Mahkemece yapılan keşifte hazır bulunan ziraat bilirkişisi raporunda, çekişmeli ve temyize konu 114 ada 241, 246, 247, 248 ve 250 parsel sayılı taşınmazların, komşu mera taşınmazları ile aynı özellikleri gösterdiği, tarım arazisi olarak kullanılmadıkları ve mera bitki örtüsü ile kaplı bulundukları açıklanarak mera vasfında oldukları belirtilmiştir. Çekişmeli taşınmazların çevresinin kamu orta malı niteliğinde mera taşınmazı ile çevrili bulunması ve alınan ziraat bilirkişi raporundaki tespitler karşısında soyut içerikli yerel bilirkişi ve tanık sözlerine itibar edilemez. Hal böyle olunca mahkemece, Hazinenin davasının kabulü ile söz konusu taşınmazların mera vasfıyla sınırlandırılmalarına karar verilmek gerekirken, yerel bilirkişi ve tanıkların soyut açıklamalarından hareketle hatalı değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile 114 ada 241, 246, 247, 248 ve 250 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmün BOZULMASINA, 02.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.