Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/335 E. 2014/294 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/335
KARAR NO : 2014/294
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : ULUS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/01/2013
NUMARASI : 2010/97-2013/10

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında G..K..çalışma alanında bulunan 123 ada 1 ve 124 ada 1 parsel sayılı, sırasıyla 23,23 ve 87,43 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalı M.. A.. ve N.. A.. adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, davalılar yararına zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile davacı Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı M.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar üzerinde davalı taraf lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla davalılar adına tespit edilmiş, davacı Hazine ise, davalılar lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı iddiasıyla dava açmıştır. Davalı taraf, cevap dilekçesinde isimlerini de belirtmek suretiyle tanık deliline dayandığı halde; mahkemece, davalı tarafın dinletmek istediği tanıkların keşifte hazır olmaları için herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Davalı tarafça, tanık delilinden vazgeçildiğine dair bir dilekçe veya zapta geçmiş bir beyana da rastlanılmamıştır. Herkes iddia ve savunmasını ispatla yükümlü olup; mahkemece yapılan keşifte ise, mahalli bilirkişi olarak sadece bir kişi dinlenmiş, tespite aykırı sonuca ulaşıldığı halde tespit bilirkişileri hiç dinlenilmediği gibi, davalı tarafın zilyetlik tanıkları dinlenmeden hüküm kurulmuştur. Dosya içinde bulunan 4.7.2012 tarihli ziraatçı bilirkişi raporunda ise çekişmeli taşınmazların, 25-30 yıldan fazla ekilip biçilen tarım arazisi niteliğinde olduklarını belirttiği halde, gerekçeli kararda, taşınmazların tarım arazisi niteliğinde olmadığı yönündeki sonuca ise nasıl ulaşıldığı gösterilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. O halde mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişiler ile davalı taraf tanıkları ve üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulunun katılımı ile yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında dinlenilecek yansız bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazların öncesinin ne olduğu, taşınmazlar üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve tarımsal niteliğini bildirir ve değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.