Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3336 E. 2014/4161 K. 09.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3336
KARAR NO : 2014/4161
KARAR TARİHİ : 09.04.2014

MAHKEMESİ : ÇAMELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/117-2013/54

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu B.. Köyü çalışma alanında bulunan 184 ada 1 parsel sayılı 6772.57 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş, tespite itiraz edilmesi üzerine Çameli Kadastro mahkemesinin 2006/100-2008/598 sayılı Kararı ile krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1673.42 metrekarelik bölümünün Gülşen Deniz adına tesciline dair verilen karar kesinleşerek, (A) bölümü 184 ada 6 parsel altında dava dışı şahıs adına, kalan 5099.15 metrekarelik bölümü de 184 ada 1 parsel altında ham toprak vasfıyla Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı O.. T.., 184 ada 1 sayılı parselin bir bölümünün adına tespit ve tescil edilen 183 ada 50 sayılı parsele dahil olduğu iddiasına dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 184 ada 1 sayılı parselin teknik bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 578.83 metrekarelik bölümünün Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı O.. T.. adına kayıtlı 183 ada 50 sayılı parsele eklenerek 183 ada 50 sayılı parselin 6003.18 metrekare olarak tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; keşif, uygulama ve tanık beyanlarına göre dava konusu 184 ada 1 sayılı parsel içinde krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümün davacıya ait 183 ada 50 sayılı parsele dahil edilmesi gerektiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmadığı gibi, hükmün infaz kabiliyeti de bulunmamaktadır. Davacı, dava ettiği bölümün adına tespit ve tescil edilen 183 ada 50 sayılı parsele eklenmek suretiyle tescilini istemiştir. 183 ada 50 sayılı parsele kadastro tespiti sırasında revizyon gördüğü anlaşılan 29.05.1944 tarih ve 80 sıra numaralı tapu kaydı tüm tedavülleri ile birlikte getirtilerek uygulanmamış, kapsamı belirlenmemiştir. Davacı parseline uygulanan tapu kaydının kuzey hududu mera okuduğu halde yöntemince mera araştırması yapılmamıştır. Taşınmazın niteliği ve zilyetlik süresinin tespiti yönünden dava tarihinden geriye doğru 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları getirtilerek zemine uygulanarak teknik bilirkişilerden rapor alınmamıştır. Davacıya ait 183 ada 50 sayılı parsel ile dava konusu parsel arasında yol bulunduğu halde yol nazara alınmayarak taşınmazın dava konusu bölümünün 183 ada 50 sayılı parsele eklenmesinin
mümkün bulunmadığı nazara alınmamıştır. Doğru sonuca varılabilmesi için 183 ada 50 sayılı parsele revizyon gören tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, taşınmaza komşu bulunan tüm parsellerin kadastro tespit tutanaklarının onaylı suretleri ile dayanağı kayıtlar, tespit tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait beşer yıllık periyotlarda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından temin edilerek taşınmaz başında komşu köylerden, seçilecek taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri uzmanı, toprak kürsüsünde görevli tek kişilik ziraat bilirkişi ve fen bilirkişi katılımı ile keşif yapılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığı ile kadastro paftası haritalar üzerinde işaretlenerek inceleme yapılmalı, tespit tarihinden önceki 20 yıllık dönemde ve tespit tarihi itibarı ile dava konusu taşınmaz bölümünün hava fotoğraflarının çekildikleri tarihlere göre kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, hangi nitelikte bulunduğu konusunda tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınmalı, taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek komşu köyden 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarından, davacıya ait 183 ada 50 sayılı parsele uygulanan tapu kaydı hudutları okunarak zemine usulüne uygun uygulanmalı, dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu imar-ihyaya muhtaç olup olmadığı, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, öncesinin kadim mera olup olmadığı, taşınmazın çevresinde eylemli ve geleneksel anlamda mera bulunup bulunmadığı sorularak maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; Ayrıca yukarıda sözü edilen hava fotoğrafları üzerinde jeodezi ve fotogrametri mühendisince stereskop aletiyle inceleme yapılarak dava konusu taşınmaz bölümünün niteliği, üzerinde tarımsal faaliyette bulunulup bulunulmadığı, etrafındaki taşınmazlarla aralarında farklılık bulunup, bulunmadığı hususunda ayrıntılı rapor vermeleri sağlanmalıdır. Ziraat bilirkişisinden taşınmazın diğer bölümleri ile davaya konu bölümü karşılaştırmalı, çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerini açıklayacak ve çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş; daha önceki bilirkişi raporlarını da irdeleyecek şekilde ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, davacı tapu kaydının kapsamını gösterir rapor ve harita düzenlettirilmeli, 183 ada 50 sayılı parsele uygulanan tapu kaydı kapsamı ve hudutları nazara alınmalı, komşu parseller kayıtlarının taşınmazı ne şekilde okuduğu üzerinde durulmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi dava konusu 184 ada 1 sayılı parsel ile davacıya ait 183 ada 50 sayılı parsel arasında kadastro paftasında yol bulunduğu ve yola karşı her hangi bir dava bulunmadığı halde taşınmazın (A) bölümünün 183 ada 50 sayılı parsel ile birleştirilerek yol yok edilerek infazı kabil olmayan hüküm kurulması da isabetsiz olup, Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 09.04.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.