Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3328 E. 2014/2004 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3328
KARAR NO : 2014/2004
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : HANAK SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2012
NUMARASI : 2008/280-2012/146

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu K. Köyü çalışma alanında bulunan … ada 37 parsel sayılı 5.269,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mahkeme kararı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı M. B. adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı A.. B.., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli … ada 37 parsel sayılı taşınmazın teknik bilirkişinini raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 2.270,10 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davalı M. B.adına olan tapu kaydının iptali ile davacı A.. B.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, yargılama sırasında ölen Murat Bilgili mirasçılarından Av. E.. B.. tarafından kendi adına asaleten diğer mirasçılar adına vekaleten temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın uzman fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacı yararına irsen intikal yoluyla kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı, dava konusu taşınmazın dedesinden babasına, babasından da kendisine kaldığı iddiası ile dava açmış, ancak ne dava dilekçesi ile ne de yargılama sırasında taşınmaz bölümünün ne şekilde (taksim, bağış, satış vs.) kendisine intikal ettiğini açıklamamıştır. Mahkemece yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişi ve davacı tanıkları ise, taşınmaz bölümünün evveliyatın davacının babasına ait olup ölümü ile mirasçıları arasında taksim yapılmadığını beyan etmişlerdir. Davacıdan yapılan keşfe ve beyanlara karşı diyeceği sorulduğunda ise, davacı, bir diyeceği olmadığını beyan etmiştir. Bu durumda muristen kalan ve terekeye dahil olan taşınmaz bölümü için TMK’nın 701 ve 702. maddeleri gereğince davacının üçüncü kişilere karşı tek başına adına tescil istemi ile dava açma ehliyeti bulunmamaktadır. Davanın bu nedenle reddi gerekirken, mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 03.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.