YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3212
KARAR NO : 2014/6552
KARAR TARİHİ : 21.05.2014
MAHKEMESİ : KANGAL SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2013-19.07.2013 (EK KARAR)
NUMARASI : 2010/479-2013/139
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda K.. İlçesi H.. Belediyesi Cumhuriyet Mahallesi çalışma alanında bulunan 192 ada 133 parsel sayılı 162.252,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera niteliği ile sınırlandırılmıştır. Davacı İ.. D.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kısa kararda “davanın kısmen kabulüne; 192 ada 133 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının diğer tüm özelikler aynı kalmak kaydı ile iptali ile; fen bilirkişisi İ.. Ö..’in 06.06.2012 havale tarihli rapor ve ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen kısmın dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek takip eden parsel numarası adı altında davacı İ.. D.. adına tapuya kayıt ve tesciline” gerekçeli kararda taşınmazın tapu kaydının diğer tüm özelikler aynı kalmak kaydı ile iptali ile; fen bilirkişisi İ.. Ö.. 11.09.2012 havale tarihli rapor ve ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen kısmın dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek mera niteliği ile sınırlandırılıp özel siciline kaydına” karar verilmiş; gerekçeli kararın sehven bu şekilde yazıldığı gerekçesi ile 19.07.2013 tarihli ek karar ile “192 ada 133 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının diğer tüm özelikler aynı kalmak kaydı ile iptali ile; fen bilirkişisi İ.. Ö.. 06.06.2012 havale tarihli rapor ve ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen kısmın dava konusu taşınmazdan ifraz edilerek takip eden parsel numarası adı altında davacı İ.. D.. adına tapuya kayıt ve tesciline” karar verilmiş, hem asıl karar hem de ek karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin 20.06.2013 tarihli kısa kararında taşınmazın davacı adına tesciline, gerekçeli kararında ise mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, 19.07.2013 tarihli ek karar ile de kısa karara uygun şekilde hüküm tesis edilmeye çalışılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 298. maddesi uyarınca gerekçeli karar, tefhim edilen kısa karara aykırı olamaz. Kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık mahkemelere olan güveni sarsıcı nitelikte olup, bozma nedenini oluşturmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması isabetsiz olduğu gibi söz konusu çelişkinin maddi hataya dayanmayıp davanın esasına ilişkin olmasına rağmen ek kararla bu çelişkinin giderilmeye çalışılması dahi isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hem gerekçeli kararın hem de 19.07.2013 tarihli ek kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.