Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3151 E. 2014/4253 K. 10.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3151
KARAR NO : 2014/4253
KARAR TARİHİ : 10.04.2014

MAHKEMESİ : KAYSERİ 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2012/445-2013/134

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu .. Köyü çalışma alanında bulunan 218 ada 29 parsel sayılı 3696,72 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle Hazine adına tespit edilmiş, Ö. U. tarafından Hazine aleyhine 218 ada 29 parsel sayılı taşınmazın adına tescili istemiyle Kadastro Mahkemesine dava açılmış, açılan davanın kabulüne karar verilmiş, kararın Yargıtay’ca onanması üzerine taşınmaz davalı Ö.. O.. adına tescil edilmiştir. Davacı H.. S.., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve taşınmazın 1/2 payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı H.. S.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davalının taşınmazı paylı olarak devretmesinin 5578 sayılı Yasa’nın kamu düzenine ilişkin hükmü nedeniyle mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; varılan sonuç dosyanın kapsamına ve davanın niteliğine uygun düşmemiştir. Davacı, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı olarak dava açmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesinde yer alan düzenlemelere göre kadastronun amacının taşınmaz malların sınırlarının ve yüzölçümlerinin gerçeğe uygun olarak sicile yansıtılması ve harita üzerinde belirlenmesi olduğu dikkate alındığında, 5578 sayılı Yasa’daki kısıtlamaların mülkiyetin tesisi, doğmuş olan mülkiyet hakkının açıklanması niteliğindeki tescil aşamasında değil, mülkiyetin oluşumundan sonra yapılacak ifrazlarda uygulanmasının mümkün olacağı kuşkusuzdur. Davacı, kadastro tespitinden önceki sebeplere dayandığından ve dava hak düşürücü süre içerisinde mülkiyet hakkının oluşumuna ilişkin talep içerdiğinden 5578 sayılı Kanun’da belirtilen sınırlamalara tabi değildir. Hal böyle olunca mahkemece, işin esasına girilip iddia ve davalının kabul beyanı da gözönünde tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı H.. S..’in temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.