Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3121 E. 2014/1924 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3121
KARAR NO : 2014/1924
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : IĞDIR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2013
NUMARASI : 2010/2-2013/40

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında S. Köyü çalışma alanında bulunan … ve 289 parsel sayılı 27.900 ve 15.300 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı ve ham toprak niteliğinde olması nedeniyle Hazine adına tespit edilmiştir. Davacılar M.. M.., İ.. M.. ve A.. M.. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen süre içerisinde keşif giderleri yatırılmadığından ispatlanamayan davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece kesin sürenin gereklerini yerine getirmemenin müeyyidesinin davanın usulden reddi olacağına ilişkin ihtaratı içeren tebligatın usulüne uygun olarak davacılara tebliğ edildiği, ancak; verilen süre içerisinde keşif giderlerinin yatırılmaması nedeniyle davanın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 1086 sayılı HUMK’yı yürürlükten kaldıran 6100 sayılı HMK’nın 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ve aynı Yasa’nın 448. maddesinde kanun hükümlerinin tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 6100 sayılı Kanun’un 120. maddesine göre; davacı, yargılama harçları ile Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.12.2012 tarih ve 2012/9-1170 Esas, 2012/1172 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği gibi; gerek 6100 sayılı HMK’nın 120. maddesi, gerekse; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 45. maddesindeki düzenlemeler uyarınca, tarifede sayılan gider avansı dava dilekçesi ile davanın açılması sırasında mahkeme veznesine yatırılması gereken giderlerdir. Eldeki davada tahkikat aşamasının tamamlanmış bulunması ve HMK’nın 448. maddesinin açık hükmü karşısında, HMK’nın 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle; 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden önceki dönemde açılan bu dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderlerin delil avansı kabul edilip, sonuca gidilmesi gerekir. Açıklamalar ışığında 13.1.2010 tarihinde açılmış olan iş bu kadastro davasında, gider avansının belirlendiği oturumda HMK’nın gider avansına ilişkin hükümleriyle Kadastro Kanunu’nun 36. maddesi hükümleri karma olarak uygulanarak çelişki yaratılması doğru değildir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesi HMK’nın 324. maddesindeki delil avansı düzenlemesine göre özel hüküm olması nedeniyle mahkemece öncelikle uygulanmalıdır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için dosyadaki eksiklikler ikmal edilerek dosyanın keşfe hazır olması ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları, tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda; çekişmeli taşınmazlara ait dayanak tapu kayıtları yerine başka kayıtların getirtildiği,komşu taşınmazlara ait kadastro tutanak örnekleri ve varsa dayanak kayıtların getirtilmediği, keşif günü ve saatinin belirlenmediği, A.. M.. dışındaki davacılara kesin kesin süre ile ilgisi olmayan 15.01.2013 tarihli duruşma zaptının gönderildiği gözetildiğinde dosyanın keşfe hazır olmadığı ve ara kararının da yasaya uygun düzenlenmediği açıktır. Yasada öngörülen şekle uygun olmayan ara kararına dayanılarak davacı tarafın keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilemez. Davacıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 03.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.