Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/3049 E. 2014/3505 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3049
KARAR NO : 2014/3505
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

MAHKEMESİ : İSPİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2013
NUMARASI : 2013/21-2013/61

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ç.. K.. çalışma alanında bulunan temyize konu 200 ada 11 parsel sayılı 20.610,30 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mülkiyet iddiasında bulunulmaması nedeniyle ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. Ö.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak Sulh Hukuk Mahkemesine dava açmış, mahkemece çekişmeli taşınmazın Kadastro Mahkemesinde davalı olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı ile dosya Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, davacı Ç.. K.. Tüzel Kişiliği tarafından taşınmazın mera olduğu iddiası ile Kadastro Mahkemesinde açılan dava dosyası ile birleştirilerek ve usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 200 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağının iptali ile 27.08.2010 tarihli teknik bilirkişiler raporuna ekli krokide (A) harfi ile belirlenen 6.926,86 metrekarelik bölümünün tarla vasfı ile 200 adanın son parsel numarası verilerek davacı H.. Ö.. adına; (B) harfi ile gösterilen 13.683,44 metrekarelik bölümünün ise tarla vasfı ile davacı Ç.. K.. Tüzel Kişiliği adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın uzman teknik bilirkişinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde davacı H.. Ö.. lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, taşınmazın (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise kadim mera olduğu kabul edilmek suretiyle yazılı hüküm kurulmuştur. Ne var ki, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanak örnekleri varsa dayanakları ile birlikte getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları ve ne şekilde kesinleştikleri belirlenmemiş, hava fotoğrafları üzerinden inceleme yapılmamış, dinlenen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları tarafından, taşınmazın bir bölümünün davacı H.. Ö.. tarafından taşınmaz üzerinde kendiliğinden yetişen otları biçmek suretiyle tasarruf edildiği son 4-5 yıldır ise hayvan otlatıldığı, taşınmazın kalan bölümünün ise köy tarafından mera olarak kullanıldığı beyan edildiği halde, taşınmazın beyan edilen iki bölümü arasında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı tespit olunmamış, ziraat bilirkişisi raporunda taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden bilgi verip, (B) harfi ile gösterilen bölümünün de (A) bölümü ile aynı özelliklerde olduğunu ve taşınmazın tarla vasfında olduğunu bildirmiş, ziraat bilirkişisi ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında oluşan çelişki giderilmemiş, davacı Hüseyin zilyetliğinin malik sıfatıyla ekonomik amaca uygun olarak sürdürülüp sürdürülmediği açıklığa kavuşturulmamıştır. Diğer yandan Köy Tüzel Kişiliği taşınmaz hakkında mera olduğu iddiası ile dava açtığı halde usulüne uygun mera araştırması yapılmadan talep aşılmak suretiyle tarla niteliği ile köy adına tescile karar verilmesinin gerekçesi de açıklanmamış olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle, hüküm tarihinden sonra 30.03.2014 tarihi itibarı ile yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın bulunduğu İlçenin bağlı olduğu Erzurum İli’nin Büyükşehir niteliğine kavuşmuş olması nedeniyle anılan Yasa’nın uyarınca Çayıröze Köyü Tüzel Kişiliğinin kalktığı ve mahalle statüsüne dönüştüğü göz önüne alınarak İspir Belediye Başkanlığı’nın davadan haberdar edilip, davaya katılımı sağlanmalı, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak örnekleri ve dayanağı olan belgeler ile kadastro tespit tarihi olan 2007 yılından önceki zilyetlik durumunun tespiti amacıyla bu tarihten 3 farklı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları ile, temin edilebilen en eski farklı uydu fotoğrafları getirtilip dosya tamamlandıktan sonra taşınmazın bulunduğu yerde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde mahallelerde ikamet edip, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri, 3 kişiden oluşan ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan oluşacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı sorulup saptanmalı, mahkemenin çekişmeli taşınmaz ile komşu parseller arasında ve taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümleri arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığına, taşınmaz içindeki talebe konu bölümleri ve çevresine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli; taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, davacı Hüseyin tarafından kullanıldığı iddia edilen bölümün niteliği ve sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde, tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle ve talebe konu bölümlerin birbiriyle karşılaştırılmalı biçimde çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve talebe konu bölümlerin birbiriyle nasıl ayrıldığını, arada doğal bir sınır olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, dava konusu edilen bu yerin 2007 tarihinden 20 yıl önceki ve hali hazırdaki niteliği, konumunu, bitki örtüsü, ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğin var olup olmadığı var ise ne zaman başlayıp ne zamandır devam ettiğinin belirlenmesine çalışılmalı, ayrıca bu amaçla fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından yapılacak çalışma ile çekişme konusu taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yaptırılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.