Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/301 E. 2014/3293 K. 25.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/301
KARAR NO : 2014/3293
KARAR TARİHİ : 25.03.2014

MAHKEMESİ : HEKİMHAN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2011/9-2013/24

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y. Köyü çalışma alanında bulunan 826 parsel sayılı 435,28 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı Y.. K.. adına tespit edilmiştir. Davacı Ö.. K.., satın alma, miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli taşınmazın davacının babası B.. K.. ve amcası İ.. K.. mirasçıları adına miras payları oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Y.. K.. temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmaz öncesinde dava dışı üçüncü şahıslara aitken 10.12.1967 tarihinde satın alma yoluyla davacının babası Bayram ile amcaları İbrahim ve Y.. K..’a intikal etmiş, 21.10.1974 tarihinde aralarında yapılan pay devri ile bu yer davacının babası Bayram ile amcası İ.. K..’a kalmış, 2000’li yılların başlarında köyün kablolu telefon ihtiyacının giderilmesi için gerekli bina yapılmak üzere taşınmaz davacı tarafça köye bırakılmış ve köy halkı tarafından taşınmazın üzerine bu amaçla bina inşa edilmiş ancak daha sonra bina, ihtiyaç kalmadığı gerekçesiyle kullanılmayarak bir süre boş kalmış ve sonradan taşınmaz davacı tarafça yeniden kullanılmaya devam edilmiştir. Dava konusu taşınmazın öncesinde davacı tarafa ait olduğu hususunda ihtilaf olmamakla birlikte sonraki dönemde, köy adına bina yapılmak üzere devredilmiş olmakla iradi terk koşulları gerçekleşmiş olup, davacının daha sonra yeniden sürdürdüğü zilyetlik süresi de 20 yılı bulmadığından davacı taraf yararına zilyetlikle edinme koşulları oluşmamıştır. Hal böyle olunca davanın reddine ve taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırı şekilde değerlendirme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; davacının babası ile amcası İbrahim arasında paylı mülkiyet söz konusu olup, davacının İbrahim terekesi adına dava açma yetkisi bulunmamasına, İbrahim mirasçıları tarafından açılmış bir dava olmamasına ve olayda 3402 sayılı Yasa’nın 30. maddesinin uygulama koşulları bulunmamasına göre İbrahim mirasçıları lehine hüküm kurulması da isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.