Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2965 E. 2014/5373 K. 05.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2965
KARAR NO : 2014/5373
KARAR TARİHİ : 05.05.2014

MAHKEMESİ : ADANA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2013
NUMARASI : 2013/92-2013/28

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında Y.. Köyü çalışma alanında bulunan 1074 parsel sayılı 334,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 2006 yılından itibaren Nusret oğlu A.. Ö..’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı İ.. Ç.., taşınmazın kendi fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mahkeminin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı İ.. Ç.. ile davalı A.. Ö.. vekili tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın askı ilan süresi geçtikten sonra açıldığı kabul edilerek karar verilmiş ise de; yapılan değerlendirme yasaya aykırı bulunmaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 11/1. maddesinde, askı ilan süresi otuz gün olarak kabul edilmiş, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 92. maddesinde ise “gün olarak tayin edilen sürelerin hesabında tefhim ve tebliğ edildiği günün hesaba katılmayacağı” hükmü yer almış bulunmaktadır. Somut olayda çekişmeli taşınmaz 16.07.2013-14.08.2013 tarihleri arasında askı ilanına çıkarılmıştır. 30 günlük askı ilan süresi 15.08.2013 tarihinde dolmaktadır. Çekişmeli taşınmazın tutanağının arkasına askı ilan süresinin sehven yanlış yazılması hukuken sonuç doğurmaz. Davacının davasını 15.08.2013 tarihinde açtığı gözetildiğinde davanın süresi içerisinde açıldığını kabul etmek gerekmektedir. Bir başka anlatımla davanın açıldığı tarih itibariyle kadastro tutanağı kesinleşmemiştir. Hal böyle olunca, işin esasına girilerek taraf delilleri toplanmalı, taşınmaz başında yöntemince keşif yapılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Davacı tarafın temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 05.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.