YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2908
KARAR NO : 2014/9273
KARAR TARİHİ : 27.06.2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davanın, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya (bayındırlama) hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil davası olduğu; mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli bulunmadığı; teknik bilirkişilerin raporuna göre; taşınmazın kuzeyinde 222 sayılı parsel, güneyinde sırt ve dere, batısında sırt, doğusunda dereyle çevrili olduğunun görüldüğü, aynı raporda; paftasında “tapulama harici taşlık” olarak gösterildiğinin açıklandığı; taşınmazın belirlenen bu niteliğine göre, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup, 3402 sayılı Kanun’un 17. maddesinde açıklanan imar ve ihyanın tüm olumlu olumsuz koşullarının araştırılıp belirlenmesi, çifte tapunun oluşumuna engel olunması için teknik bilirkişilerin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle Tapu Sicil Müdürlüğünden tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının ve yine teknik bilirkişilerin krokisi eklenerek uyuşmazlık konusu yerin hangi tarihte ve ne niteliğiyle tespit dışı bırakıldığının Kadastro Müdürlüğünden sorulmasının gerektiği; bir yerin zilyetlikle edinilebilecek yerlerden olması için diğer kazanma koşulları yanında taşınmazın ayrıca nitelik itibariyle kazanmaya elverişli olmasının zorunlu olduğu; öte yandan, taşınmazın gerçek niteliğinin de kazanılmaya elverişli olup olmadığının saptanması bakımından tescili istenen yere komşu 222 parselin kadastro tutanağı ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsele revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulunduğu yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, yeniden yapılacak keşifte komşu kayıt ve belgelerin teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye krokisinde işaret ettirilmesinin sağlanması, HUMK’nın 258 ve 259. maddeleri gereğince yerel bilirkişi ve tanıkların keşifte dinlenmelerinin sağlanması, dava konusu yeri kapsayan paftanın onaylı örneğinin Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, orijinal paftaya göre taşınmazın taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakıldığı gözetilerek davacı tarafından hangi tarihten itibaren imar ve ihyaya başlandığı, imar ve ihyanın ne biçimde sürdürüldüğü ve hangi tarihte tamamlandığı hususları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, varsa beyanlar arasındaki çelişkinin HUMK’nın 265. maddesi gereğince giderilmesi, 20 yıllık kazanma süresinin imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten itibaren hesaplanmasının düşünülmesi, davacının belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin ayrıca Kadastro Müdürlüğünden sorulması, yapılan köy ilanlarının yetersizliği nedeniyle taşınmazın bulunduğu köyde TMK’nın 713/4 ve 5. fıkralarına uygun bir biçimde yeniden ilanların yapılması, sözü edilen madde fıkralarının göz önünde tutulması, son ilan tarihinden itibaren 3 aylık sürenin beklenilmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunmasının usul ve kanuna aykırı olduğu” hususlarına değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının davasının ıslah talebi doğrultusunda kabulü ile, … İli … İlçesi …Köyünde kain ve fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 3153,26m2 m2’lik yerin son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 27.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.