Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2903 E. 2014/9317 K. 30.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2903
KARAR NO : 2014/9317
KARAR TARİHİ : 30.06.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 12. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2012
NUMARASI : 2012/1489-2012/1686

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda K.. K..Mahallesi çalışma alanında bulunan .. ada .. parsel sayılı 327.95 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmaz ve üzerindeki 1 katlı binanın 25 yıldan beri Güzel evladı Y.. D..’in kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı Y.. G.., kullanıma ilişkin verilen şerhte soyadının yanlış yazıldığını belirterek, düzeltilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının muhdesat bilgileri bölümünde yazan “Derel” ibaresinin “Genel” olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, duruşma açılmaksızın davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. HMK’nın 320/1. maddesi uyarınca, Basit yargılama usulüne tabi dava ve işlerde eğer dosya üzerinden karar verilmesi mümkünse taraflar duruşmaya çağrılmadan sadece dilekçe ve delilleri dikkate alınarak karar verilebilir. Hukuk Genel Kurulunun 26.6.2013 tarih, 2013/18-18 Esas, 2013/891 Karar sayılı kararında “kişi özgürlükleri bakımından ağır sonuçlar doğuran, kişi için yeni bir hukuki statü doğuran” hukuki işlemlerde duruşma açılmadan evrak üzerinde karar verilmesinin isabetsizliğine değinilmiştir. Tapu kütüğünün beyanlar hanesinde yazılı zilyetlik şerhine yönelik iş bu dava, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde değişiklik meydana getiren, taşınmazın maliki olan Hazineyi de ilgilendiren, davacı ile şerh sahibinin aynı kişi olup olmadığı hususunun yöntemince araştırılmasını gerektiren bir dava çeşidi olup, kişi için yeni bir hukuki statü doğurduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin duruşma açılmadan evrak üzerinden karar verilmesinde bir isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, duruşma açılmalı, taraf delilleri toplanılmalı, davacı ile şerh sahibinin aynı kişi olup olmadığı yöntemince araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 30.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.