Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2878 E. 2014/7193 K. 29.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2878
KARAR NO : 2014/7193
KARAR TARİHİ : 29.05.2014

MAHKEMESİ : KEBAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2012/89-2013/140

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Taşınmazın niteliği konusunda duraksama olduğu açıklanarak; nizalı taşınmazın hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından sorularak getirtilmesi, yapılacak keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin, ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi sözlerinin bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ve süresinin ayrı ayrı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 113 ada 4 parsel sayılı taşınmazda uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen 17.03.2013 havale tarihli krokili raporda (A) harfi ile gösterilen 9.031.703 metrekarelik bölümün tapusunun iptali ile davacı Y.. A.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli 113 ada 4 parsel sayılı taşınmaz “ham toprak” vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı; çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendisi adına tespit ve tescil edilen 113 ada 15 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olduğu ve öncesinde babası, sonrasında ise kendisi tarafından kullanıldığı, buna rağmen davalı Hazine adına tapulandığı iddiasıyla dava açmıştır. Davalı Hazine davanın reddini istemiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazın fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 9.031.703 metrekarelik bölümü yönünden kadastro tespit tarihine kadar davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddesi koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin yerine getirilmesi zaruridir. Hükmüne uyulan bozma ilamında; “çekişmeli taşınmazın hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından getirtilerek jeodezi ve fotoğrametri mühendisi marifetiyle incelenerek taşınmazın niteliği ve kullanım süresinin belirlenmesine çalışılması” hususuna işaret edilmesine rağmen, bozma ilamının gereği yerine getirilmemiş, hava fotoğrafları konunun uzmanı olmayan harita mühendisi ve jeolog bilirkişi tarafından incelenmiş, bu bilirkişilerin çelişkisi tam olarak giderilmeyen raporlarına dayalı olarak hüküm kurulmuştur. Harita mühendisi tarafından hazırlanan 17.06.2013 tarihli raporda 1974 ve 1985 tarihli hava fotoğraflarında dava konusu taşınmaz bölümünün (A2) harfi ile gösterilen kısmında tarımsal faaliyetin olabileceği, (A1) harfi ile gösterilen kısmında tarımsal faaliyetin olmadığı belirtilmiş, jeolog bilirkişi tarafından hazırlanan 17.06.2013 tarihli raporda ise hava fotoğraflarına göre dava konusu her iki kısımda da tarımsal faaliyetin bulunduğu izah edilmiştir. Mahkemece bu çelişkinin giderilmesi için alınan müşterek imzalı 05.08.2013 havale tarihli raporda ise; neden farklı sonuçlara ulaşıldığı izah edilmeden jeolog bilirkişi raporunun doğru olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında; davacı, imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hukuki nedenine dayanarak tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuş olup bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının en az üç ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosya arasına konulması ve bu fotoğrafların stereoskop aletiyle incelenmesi gerekir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; öncelikle, tespit tarihinden geriye doğru yukarıda belirtilen şekilde üç farklı tarihe ait hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra; yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler; taraf tanıkları, üç kişilik ziraat mühendisleri kurulu, jeodezi veya fotogrametri uzmanı ve fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda jeodezi veya fotogrametri uzmanına incelemesi yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümü hava fotoğraflarında gösterilmeli, bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, önceki keşiflerde alınan ve taşınmazın geçmişteki niteliği ile farklı görüşler içeren raporlar arasındaki çelişki de giderilmeli, ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan taşınmazın geçmişteki ve şimdiki niteliği, üzerindeki bitki örtüsü, toprak yapısıyla ilgili, fen bilirkişisinden ise keşfi takibe elverişli krokili rapor alınmalı, teknik bilirkişi raporları arasında çelişki oluştuğu takdirde müşterek imzalı gerekçeli ek rapor alınarak aykırılık giderilmeli, yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesi, niteliği, zilyetliğin başlangıcı, sürdürülüş biçimi ve tespit tarihine kadar davacı yararına 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.