YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2844
KARAR NO : 2014/2195
KARAR TARİHİ : 06.03.2014
MAHKEMESİ : ANDIRIN KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2009/601-2013/24
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Arıklar Köyü çalışma alanında bulunan … ada … ada … ada … parsel sayılı sırasıyla 6690,55, 1256,92 ve 2951,95 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı O.. C.. adına tespit edilmiştir. Davacı G. K. miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların tespitinin iptali ile hissesi oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kesin süre için keşif gideri yatırılmadığından davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı G. K. tarafından temyiz edilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesinin ispat külfeti kendisine düşen taraf aleyhine uygulanabilmesi için, öncelikle taraflardan tanık ve diğer delil listelerinin alınması, dayanılan kayıtlar varsa celbedilip dosyaya konulması, komşu parsel tutanak ve dayanaklarının getirtilmesi, yerel bilirkişi adaylarının isimlerinin zabıta aracılığı ile tespit edilmesi, kısaca dosyanın keşfe hazır hale getirilmiş olması gerekir. Bundan sonra belirlenecek keşif günü ile ilgili ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, taraf tanıkları, uzman bilirkişilere verilecek ücretler, vasıta parası ve yapılacak tebligatlarla ilgili masraflar kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgililere makul bir süre tanınmalı, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da, bilirkişi adayları, taraf tanıkları ve uzman bilirkişilere çıkarılacak davetiyelerin muhatabına ulaşabilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına özen gösterilmeli, bu ara kararına uymamanın sonuçları, hazır bulunan davacıya ihtar edilip, hazır bulunmayanlara usulen tebliğ edilmelidir. Somut olayda; mahkemece verilen kesin süre içerisinde keşif giderinin yatırılmadığından bahisle mevcut delillere göre davanın reddine karar verilmiş ise de keşif ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Davacı yana, 02.10.2012 tarihli keşif ara kararında kalemler halinde gösterilen masrafların yatırılması için keşif gününe kadar süre verilmiş, yukarıda açıklandığı şekilde keşif giderlerinin yatırılması için tanınacak süre ile keşif günü arasında ilgililere tebligatın ulaşabilmesi için bulunması gereken makul süreye riayet edilmemiştir. Bununla birlikte, davacı miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak dava açmış olup, taşınmazların niteliğine ilişkin ayrıca bir iddiası bulunmamaktadır. Buna rağmen usul ekonomisine aykırı düşecek şekilde mahkemece 02.10.2012 tarihli duruşmada kesin mehil içeren keşif ara kararı ile zirai ve orman bilirkişisinin de keşfe götürülmesine karar verilmesi ve adı geçen bilirkişiler için 200’er TL ücret takdir edilmesi isabetsiz olduğu gibi, bu şekilde verilen keşif ara kararına dayanarak davanın ret edilmesi de doğru değildir. Açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.