YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2713
KARAR NO : 2014/4973
KARAR TARİHİ : 29.04.2014
MAHKEMESİ : OVACIK – TUNCELİ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2013
NUMARASI : 2012/13-2013/11
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki Belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında E.Köyü çalışma alanında bulunan 572 parsel sayılı 3.560,00 metrekare yüzölçümündeki taınmaz, bugüne kadar zilyetliğe konu olmayan, boşluk ve taşlık niteliğinde devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu gerekçesiyle ham toprak niteliği ile davalı H.. H.. adına tespit edilmiştir. Davacı A.. O.., tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı A.. O.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın dayanağı olan 24.2.1961 tarih ve 117 sıra numaralı tapu kaydının, dava konusu taşınmaza hem mevkisi hem de doğusundaki “hark” ile güneyindeki “yol” itibariyle uyduğu, ancak diğer hudutları itibariyle uymadığı ve taşınmaz zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacı A.. O.., H.. H..nin taraf olduğu tescil ilamı ile oluşan 3375 metrekare yüzölçümündeki 24.12.1961 tarih 117 sıra numaralı tapu kaydına dayanmıştır. Dayanak tapu kaydının maliki S.O.’un ölümü üzerine, Aralık 1966 tarih ve 132 sıra numaralı tapu kaydı ile müştereken (1/3’er pay oranında) davacı A.. O.. ile dava dışı B. O.ve P. O. adlarına intikal görmüştür. Mahkemece, keşifte dinlenen yerel bilirkişi beyanlarına göre, davacı tarafın dayandığı ve tescil ilamı ile oluşan 24.02.1961 tarih ve 117 sıra numaralı tapu kaydının, doğusunda okunan “hark (su kanalı)” ve güneyindeki “yol”un sabit olduğu, batısında okunan “hark”ın ise önceden var olduğunu ancak uzun süredir kullanılmadığından toprak ile kapandığı, kuzeyinde okunan “İ. O.”un ise taşınmazın devamındaki 571 parselin (her ne kadar kadastro sırasında mera olarak tespit görmüş ise de) İ. O.’a ait yer olduğu ve bu yerin mera ile ilgisinin olmadığı belirtilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmazı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20/A maddesi gereğince mevki, hudut ve miktarı itibariyle kapsadığı anlaşılmaktadır. Çekişmeli 572 parsel sayılı taşınmazın, H.. H..nin taraf olduğu Ovacık Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.01.1961 tarih, 1959/80 Esas, 1961/13 Karar sayılı tescil ilamı kapsamında kaldığının anlaşılmasına göre davacı tarafın dayandığı tapu kaydına davacının payı oranında değer verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.