Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/268 E. 2014/6736 K. 22.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/268
KARAR NO : 2014/6736
KARAR TARİHİ : 22.05.2014

MAHKEMESİ : FETHİYE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2013/78-2013/762

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sonucunda O.. Köyü çalışma alanında bulunan 522 ada 1 parsel sayılı 22.284,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa’nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve Ramazan oğlu H.. Ç..mirasçılarının fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı E.. Ç.., taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiasına dayanarak Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Kadastro Mahkemesinin 21.11.2012 tarih 2012/75-512 sayılı ilamı ile davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; karar, temyiz edilmeksizin kesinleşmiş ve davacı vekilinin talebi üzerine Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı E.. Ç.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi zorunludur. Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesinde düzenlenmiştir. Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Ek 4. maddesi uyarınca yapılmış kullanım kadastrosuna karşı askı ilan tarihinden sonra, tapunun beyanlar hanesinde davacının kullanıcı olduğunun gösterilmesi istemiyle 22.06.2012 tarihinde açılmıştır. Bu tür davalar, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesinde sayılan davalardan değildir. Temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen görevsizlik kararları mahkemeleri bağlayıcı nitelikte de değildir. Hal öyle olunca; mahkemece, davanın görev nedeniyle reddine ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esastan ret kararı verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.