Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2652 E. 2014/3737 K. 03.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2652
KARAR NO : 2014/3737
KARAR TARİHİ : 03.04.2014

MAHKEMESİ : ŞEBİNKARAHİSAR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2013
NUMARASI : 2008/161-2013/77

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında O. Köyü çalışma alanında bulunan . ada 4, 6, 7, 9 ve 11 parsel sayılı 559,66, 1.744,73, 177,23, 696,89 ve 1.503,18 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar H.. Ş.. ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı Hasan ve G.. Ö.. tapu kaydı, irsen intikal ve taksim yapılmadığı iddiasına dayanarak dava açmışlardır. Yargılama esnasında Necdet Çelik, tapu kaydı, irsen intikal ve taksim yapılmadığı iddiasına dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacılar ve asli müdahilin davasının reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile müdahil N.. G.. tarafından temyiz edilmiştir
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların öncesinin Kabasakaloğulları Salih, Mehmet ve İsmail’e ait olduğu ölümleri ile mirasçıları arasında taksim edildiği ve kök muris İsmail’in torunu M. Ö.’e isabet ettiği, Mustafa tarafından da tespit maliklerine satıldığı, kök murisin ölümü üzerinden uzun zaman geçmiş olması nedeniyle taksime konu olmadığının kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli bulunmamaktadır. Davacı ve müdahil tarafın dayanakları olan T.Sani 320 tarih 92 ila 97 numaralı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilmemiş, yapılan keşifte mahalline yöntemince uygulanmamış, tapu kaydı malikleri ile davacı ve müdahil taraf arasındaki akdi ve irsi ilişki belirlenmemiştir. Doğru sonuca ulaşmak için; Kabasakaloğulları Salih, Mehmet ve İsmail’in veraset ilamları dosyaya alınmalı, tarafların dayanağı olan T.Sani 320 tarih 92 ila 97 numaralı tapu kayıtları varsa haritası ve oluşum belgeleri ile birlikte tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler yardımı ve fen bilirkişi aracılığıyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazların başında icra edilecek keşif sırasında varsa tarafların dayanağı olan tapu kayıtlarının haritası uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasa’sının 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmelidir. Ancak tapu kaydının krokisi zemine uygun değilse ve uygulama kabiliyeti yok ise tapu kaydının sınırlarına itibar edilmelidir. Tapu kayıtları ihdasından itibaren tüm
tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kaydın kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanlarının zemine uygunluğu komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, beraberinde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların hudutları ile kapsamını belirtir keşfi takibe imkan verir gerekçeli kroki ve rapor alınmalıdır. Tapu kaydı malikleri ya da mirasçıları arasında harici taksimin olup olmadığı araştırılmalı, taşınmazların kim ya da kimler tarafından kullanıldığı kesin olarak belirlendikten sonra tapu kaydı maliklerinin ölüm tarihleri nazara alındığında tapu kayıtlarının hukuki değerini koruyup korumadıkları düşünülmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.