Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2541 E. 2014/4491 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2541
KARAR NO : 2014/4491
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : ŞEBİNKARAHİSAR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2013
NUMARASI : 2008/578-2013/20

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında çalışma alanında bulunan . ada 20 ve 22 parsel sayılı sırasıyla 9.087,09 ve 12.165,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı nedeniyle davalı E.. D.. ve paydaşları adına, 250 ada ve 23 parsel sayılı 10.078,68 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı ve irsen intikal nedeniyle davalı İ.. D.. ve paydaşları ile ölü olduğu belirtilmek suretiyle Y. D. adına tespit edilmiş, üzerindeki kargir evin E.D.e ait olduğu tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmiştir. Davacı E.. D.. tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 250 ada 23 parsel sayılı taşınmaz hakkında, davacı Mustafa ve M.. D.. tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tüm taşınmazlar hakkında ayrı ayrı dava açmışlardır. Yargılama sırasında Salih oğlu Mehmet ve paydaşlarını temsilen kayyum olarak Hazine davaya dahil edilmiştir. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacı E.. D..’ın davasının reddine, diğer davacıların davasının kabulüne, çekişmeli 250 ada 20, 22 ve 23 parsel sayılı taşınmazların N. D.mirasçıları adına payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı kayyum Hazine temsilcisi ve davacı E.. D.. tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı E.. D..’ın temyizi çekişmeli 250 ada 23 parsel sayılı taşınmaza yöneliktir. Bu taşınmaz yönünden; mahkemece, davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; dava konusu 250 ada 23 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti F.. D.. (Acar) ve müşterekleri adına yapılmıştır. Dosyada mevcut nüfus kaydına göre davalı Fatma’nın 16.7.1950 tarihinde öldüğü ve mirasçı olarak Enver ve S.. A..’ın kaldığı, ancak adı geçen mirasçıların yargılama sırasında davaya dahil edilmedikleri bir başka deyişle davada taraf koşulunun sağlanmadığı anlaşılmaktadır. Taraf koşulu dava şartlarından olup, mahkemece bu şart yerine getirilmedikçe davanın esasına girilerek hüküm kurulması olanaksızdır. Hal böyle olunca, mahkemece tespit maliki F.. A..’ın tüm mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ ettirilerek adı geçenler davaya dahil ettirilmeli, bu yolla taraf koşulu sağlanmalı, yine adı geçenlerin davaya karşı
savunma ve delilleri sorulup, saptanmalı, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek usulünce taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, davacı E.. D..’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile 250 ada 23 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine,
2- Çekişmeli 250 ada 20 ve 22 parsel sayılı taşınmazlar yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, tespit maliki E.. D.. dışındaki, tespit malikleri olan Şahime, Salih oğlu Mehmet ve Şaduman, Vahit oğlu Z. E., Mümin evlatları Gülümser ve Salim isimli şahısların bulunamadığı gerekçesiyle H. K. sıfatıyla davaya dahil edilmekle taraf koşulu oluşturulduğu kabul edilerek davanın esasına girilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Nüfus Müdürlüğünden gelen yazı cevabında şahıs bilgilerinin eksik olduğu belirtilerek nüfus kayıtlan gönderilmemiş ise de; zabıta araştırması sonucu dosyaya gönderilen 3.6.2010 tarihli yazı cevabi ekinde bir kısım tespit malikine ait olduğu bildirilen 13 adet nüfus kayıt örneği gönderilmiştir. Mahkemece dosyaya gönderilen bu nüfus kayıtlarında adı geçenler ile tespit maliklerinin aynı kişiler olup olmadığı hususunda herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için yeniden zabıta araştırması yapılmalı, gerekirse yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve tanıklardan bu doğrultuda doğru bilgi alınmalı, ayrıca Nüfus Müdürlüğünden yeniden sorulmalı, tespit maliklerinin kimliği ve mirasçıları hakkında bilgi alınmalı, ulaşılması halinde tespit malikleri olan Şahime, Salih oğlu Mehmet ve Şaduman, Vahit oğlu Z. E., Mümin evlatları Gülümser ve Salim mirasçıları davaya dahil edilmeli, aksi halde tayin edilen kayyum Hazine ile davaya devam edilerek işin esasına girilerek hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm oluşturulması isabetsiz olup, davalı kayyum Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile . ada 20 ve 22 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.