YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2536
KARAR NO : 2014/2801
KARAR TARİHİ : 18.03.2014
MAHKEMESİ : BULANCAK KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 1998/69-2013/47
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K. Köyü çalışma alanında bulunan … ada 10 ve 18 parsel sayılı sırasıyla 5440.80 ve 7047.88 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydına, tapu dışı taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı M.. A.. ve paydaşları ile ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle G. A.adına tespit edilmiştir. Davacı Yücel ve A.. A.. irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 147 ada 18 parsel sayılı taşınmaz hakkında, davacı Avni ve H.. A.. irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak … ada 18 parsel sayılı taşınmaz hakkında dava açmışlardır. Yargılama sırasında A.. B.. ve paydaşları davacı taraf ile aynı nedenlere dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın HMK’nın 114/g, 115/2 ve 120/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, çekişmeli … ada 10 ve 18 parsel sayılı taşınmazların komisyon tutanağındaki gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Y.. A.. ve paydaşları ve katılan davacı A.. B.. ve paydaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece gider avansının süresinde ikmal edilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Temyiz incelemesine konu dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun henüz yürürlüğe girmediği, bir dönemde, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu 3.6.1998 tarihinde açılmıştır. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “gider avansı”, dava şartları arasında yer almayıp, sonradan yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın gider avansına ilişkin hükümlerinin somut olayda uygulanma yeri bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, 6100 sayılı HMK’nın 120. maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 45. maddesindeki düzenlemelerindeki tarifede sayılan gider avansı, dava dilekçesi ile birlikte davanın açılması sırasında mahkeme veznesine yatırılması gereken bir gider olmasının yanı sıra; davada, dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması nedeniyle, tanık ve bilirkişi deliline dayanmış olan davacı taraf yönünden 6100 sayılı HMK’nın 120. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Açıklanan nedenle; 1086 sayılı HUMK’nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden önceki dönemde açılan eldeki dava için yapılacak masraflar nedeniyle istenilecek giderler, delil avansı kabul edilerek 3402 sayılı Kanun’un 36. ve 6100 sayılı HMK’nın 324. maddeleri uygulanmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekecektir. Diğer yandan, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 36. maddesindeki düzenleme, 6100 sayılı HMK’nın 324. maddesindeki delil avansı düzenlemesine göre özel hüküm olması nedeniyle, somut olayda 3402 sayılı Kanun’un 36. maddesinin uygulanacağı kuşkusuzdur. Taraflardan her biri, 3402 sayılı Kanun’un 36. maddesi gereğince, ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenecek avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. 3402 sayılı Kanun’un 36/1. maddeleri gereğince avans yükümlülüğünün yerine getirmemesi halinde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacaktır. Bu durumda verilecek karar ise, davanın esasına ilişkin olup, taraflar arasında kesin hüküm oluşturacaktır. Ancak, 3402 sayılı Kanun’un 36. maddesinin uygulanabilmesi için ise; dosyanın keşfe hazır hale gelmesi gerektiği gibi, verilecek ara kararda yapılması öngörülen keşfin gün ve saatinin belirlenmesi zorunludur. O halde mahkemece, dosya keşfe hazır hale geldiği takdirde, davacı tarafa keşif giderlerini yatırması için 3402 sayılı Yasa’nın 36. maddesi uyarınca yeniden yöntemine uygun, keşif gün ve saatinin de belirlendiği makul bir süre verilmeli, ara kararı gereklerinin yerine getirilmesi durumunda mahallinde keşif yapılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Usulüne uygun olmayan ara karara dayanılarak yazılı gerekçeyle hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Y.. A.. ve paydaşları ve katılan davacı A.. B.. ve paydaşları vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.