Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2511 E. 2014/2031 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2511
KARAR NO : 2014/2031
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : İLİÇ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2013
NUMARASI : 2011/6-2013/8

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında A. Köyü çalışma alanında bulunan … ada 2 parsel sayılı 292,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 7/28 pay ile Fatma Z. A. adına, 3/28’er pay ile de R. A. ve arkadaşları adlarına tespit edilmiştir. Davacının itirazı Kadastro Komisyonunca kabul edilerek, taşınmazın 1/8’er pay ile V.. G.. ve S.. G.. adına, 6/8 pay ile de Mustafa, Mehmet ve Zeynep A. adına tesciline karar verilmiştir. Davacı V.. G.., satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Yargılama sırasında S.. G.., aynı nedenlere dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın kadastro tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı V.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli taşınmazın davalılar murisi Ali A.’dan kaldığı ve ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekesinin taksim edilmediği, mirasçılardan C.’in davacı ve müdahile yaptığı satışın geçersiz olduğu kabul edilmek suretiyle davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi davalılar adına tesciline dair hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya içeriğine uygun değildir. Her ne kadar taşınmazda Ali A. mirasçıları arasında iştirak halinde mülkiyet ilişkisi olup mirasçılardan C. A.’ın 3. kişilere yaptığı satış geçersiz olsa da C. A. ile davacı ve müdahil arasında satış senedinin yapıldığı 28.10.1976 tarihinden tespit tarihine kadar 20 yılı aşkın süre geçmiştir. Zilyetlik ile iktisap için iyi niyet şartı da aranmadığına göre bu süre içinde davacı ve müdahil taraf yararına 3402 sayılı Kanun’un 14. madde koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmaksızın dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Doğru sonuca varılabilmesi için, üç kişiden oluşan yerel bilirkişi kurulu ile gösterilecek tanıkların katılımıyla keşif yapılarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği hususları sorulup saptanmalı, taşınmaz üzerinde davacı ve müdahil açısından 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve ondan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.