YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2467
KARAR NO : 2014/2835
KARAR TARİHİ : 18.03.2014
MAHKEMESİ : İSPİR KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/07/2012
NUMARASI : 2012/5-2012/24
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K. Köyü çalışma alanında bulunan dava ve temyiz konusu … ada 59 parsel sayılı 3.129.811,94 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacı M.. Ö.. ve arkadaşları kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın belli bölümleri için dava açmışlardır. Yargılama sırasında İ.. P.. de aynı nedene dayanarak davaya katılmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı M.. Ö.. ve arkadaşları ile müdahil İ.. P..’ün davalarının reddine, çekişmeli … ada 59 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı M.. Ö.. ve arkadaşları tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar davanın reddine karar verilmiş ise de mahkemenin hangi gerekçe ile davayı reddettiği konusunda herhangi bir gerekçe belirtilmemiştir. Önceki hüküm bozulmakla ortadan kalkar, mahkemece yeniden gerekçe yazılması gerekir. Mahkemelerce verilecek her türlü kararların gerekçeli olması Anayasa’nın 141. maddesi gereğidir. Mahkeme hükmünün gerekçesinde nelerin bulunması gerektiği de HMK’nın 297. maddesinde gösterilmiştir. Bu hükme göre tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin kararda gösterilmesi zorunludur. Ayrıca dava konusu taşınmaz bölümlerinin mera olduğu gerekçesi ile reddedildiği düşünülse bile bu yönde yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. O halde mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek komşu köylerde ikamet eden yaşlı, tarafsız, taşınmazı iyi bilen kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri, fen bilirkişi ve üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu ile keşif yapılmalı, … ada 59 sayılı mera parselinin geriye kalan çekişmesiz bölümünün öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümleri ile mera parseli arasında ayırıcı bir unsurun bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı, komşu mera parseli ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat mühendislerinden oluşan üç kişilik bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tarımsal niteliğini bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklar nitelikte, değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliği kesin olarak belirlenmeli, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı ve çekişmeli taşınmaz bölümleri ile komşu mera parselinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösterip açıklayan rapor ve harita düzenlettirilmeli, taşınmaz bölümlerinin mera olduğunun anlaşılması halinde mera parseli üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça değer taşımayacağı göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı M.. Ö.. ve arkadaşlarının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,
18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.