YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2424
KARAR NO : 2014/3500
KARAR TARİHİ : 31.03.2014
MAHKEMESİ : KADINHANI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2012/3-2012/10
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davacı S. O.’ın tutunduğu ve tespitte uygulanan tapu kayıt malikleri ve mirasçıları arasında 2005 yılında yapılan paylaşım sonucu taksim haritasındaki 1 nolu bölümün davacı tarafa, 2 nolu bölümün ise davalı M.. B..’a düştüğü mahkemece belirlendiği gibi davacı da temyiz dilekçesinde bu paylaşmayı açıkça kabul edip, dava ve temyize konu 106 ada 12 parsel sayılı taşınmazın davalı M.. B..’un payına düştüğünü belirttiğine, yapılan paylaşmaya karşı çıkılmadığına göre her ne kadar davacının tapu kaydındaki payı fazla ise de paylaşmada, her bir kayıt malikine eşit yüzölçümde ve eşit verimlilikte taşınmaz mal isabet etmesinin paylaşmanın koşulu olmadığı, dikkate alınarak davanın reddine, dava ve temyize konu 106 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi davalı M.. B.. adına tapuya tesciline karar verilmesi gereğine ve dava konusu 106 ada 12 parsel sayılı taşınmazın, dava konusu olmayan 106 ada 11 parsel sayılı taşınmaza eklenerek, dava konusu olmayan 106 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen geometrik durumunu bozacak ve bu taşınmaz hakkında da taraflar arasında kesin hüküm oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının isabetsizliğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 106 ada 12 ve fen bilirkişilerinin 12.12.2012 tarihli raporunda 106 ada 13 sayılı parselde (A) harfi ile gösterilen taşınmaza ait kadastro tutanağının iptali ile davacıya ait 106 ada 11 nolu parsele eklenmesine, 106 ada 13 sayılı parselin kadastro bilirkişilerinin raporunda (B) harfi ile gösterilen yerin davalı D.. O.. adına tesciline 106 ada 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, 106 ada 13 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki davalı D.. O.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, tapu malikleri arasında yapılan fiili taksim sınırının davaya konu bölümünün 106 ada 13 parsel sayılı taşınmazın uzman teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün doğu hududundan geçtiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Davacı S. b., tapu kaydına dayalı olarak satın aldığı ve fiili taksime dayalı olarak zeminde 60 dekar olarak kullandığı taşınmazının tespit sırasında 106 ada 11 parsel numarası altında 47,333 metrekare olarak eksik tespit edildiğini, dava konusu 106 ada 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazların dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığını, davalılar ile kendisinin fiilen yapılan taksime göre kullandıkları yerlerin ayrı olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Dosya kapsamına göre gerçekten taksim sınırının, mahkemece belirlenen sınır olduğu anlaşılmaktadır. Davacının temyiz dışı 12 parsel sayılı taşınmaz hakkında açmış olduğu davanın, fiili taksim sınırı esas alınarak kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; önceki bozma ilamına konu olan hükümde, 12 sayılı parselin tespit maliki M.. B.. davacı olarak taraf olmadığı gibi; davacı S. b.’ın açmış olduğu davanın da kısmen reddine karar verilerek 13 parsel sayılı taşınmaz hakkında tespit gibi tesciline şeklinde hüküm kurulmuştur. Bozma ilamından sonra mahkemece, M.. B..’un ait olduğu kabul edilen 106 ada 13 parsel sayılı taşınmazın uzman teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün tespit tarihinden sonra tapu dışı yolla davacı Saadettin’e geçtiği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; D.. O.. adına tespit edilen 106 ada 13 parsel sayılı taşınmazın (A) bölümü hakkında fiili kullanıcı olduğu anlaşılan M.. B.. tarafından açılmış bir dava olmaması nedeniyle, bu parsel yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmayan davacı S. b.’ın talebi ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre tespit tarihinden sonraki harici satışa ilişkin talebin Kadastro Mahkemelerinin görevi dahilinde bulunmadığı hususu göz ardı edilerek yazılı şeklide karar verilmesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.