Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2420 E. 2014/2019 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2420
KARAR NO : 2014/2019
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : TAŞKÖPRÜ(KAPATILAN) KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/06/2013
NUMARASI : 2011/18-2013/59

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Yargıtay bozma ilamında özetle; “dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı M.. F..’tan kaldığı açıklanarak taşınmazların miras bırakan tarafından davalılara bağışlanıp zilyetliğinin devredilip devredilmediği, miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı hususlarında araştıma yapılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli … ada 131, 133, 134, 143, 126 ada 44, 65, 90, 91, 92, 104, 105 ve … ada 6 parsel sayılı taşınmazların, tarafların müşterek miras bırakanı M.. F.. mirasçıları adına ve miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar M.. F.., Asiye Yüksel ve Y.. F.. tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında da açıklandığı üzere, çekişmeli taşınmazların öncesinin tarafların müşterek kök murisi Mustafa’ya ait olduğu tartışmasızdır. İhtilaf, Mustafa’nın sağlığında çekişmeli taşınmazları bir kısım mirasçılarına bağışlayıp bağışlamadığı, bağışlamamış ise ölümünden sonra yöntemine uygun geçerli bir taksim yapılıp yapılmadığı noktalarında toplanmaktadır. Mahkemece bozma ilamına uyularak mahallinde yeniden keşif yapılmış ise de bozma öncesi ve sonrası alınan yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında esaslı farklılıklar bulunmaktadır. Ne var ki, mahkemece, alınan beyanlar arasındaki çelişkiler üzerinde durulmamış, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişkiler giderilmeye çalışılmamıştır. Bu haliyle yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir.
Diğer taraftan Anayasamızın 141/3. maddesi uyarınca, mahkemelerin bütün kararları gerekçeli olmak zorunda olduğu gibi, 6100 sayılı HMK’nın 297/c maddesi uyarınca hükmün, gerekçesini de içermesi gerekmektedir. Gerekçe, toplanan delillerin tartışılıp değerlendirilerek mahkemece tefhim edilen hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığının açıklanmasıdır. Somut olayda mahkemece yazılan gerekçeli kararda, dosyanın özetlenmesi ile yetinilmiş; toplanan deliller tartışılmadığı gibi, birbiriyle çelişen beyanlardan hangisine ve hangi nedenlerle üstünlük verildiği açıklanmamıştır. Bu haliyle kararın gerekçe içerdiğinden de söz edilemez.
Hal böyle olunca, mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, bozma ilamından önce dinlenen tanık ve yerel bilirkişilerin katılımı ile taşınmazların başında yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların murisin sağlığında bir kısım mirasçılarına bağışlanıp bağışlanmadığı, bağışlanmamış ise murisin ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile yöntemine uygun geçerli bir taksimin yapılıp yapılmadığı, taksim yapılmış ise sonradan bozulup bozulmadığı, çekişmeli taşınmazların hangi sürelerle kimler tarafından ve nasıl zilyet edildiği, zilyetliğin kimden kime ve hangi sıfatla devredildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler üzerinde durularak gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Diğer taraftan gerekçeli karar yazılırken deliller tartışılmalı ve hangi delillere neden üstünlük tanındığı ve tefhim edilen hüküm sonucuna nasıl ulaşıldığı açıklanmalıdır. Eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak, hükmün gerekçesi açıklanmadan karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.