YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2371
KARAR NO : 2014/2704
KARAR TARİHİ : 17.03.2014
MAHKEMESİ : ALAPLI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/06/2012
NUMARASI : 2012/12-2012/19
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “çekişmeli … ada 15 parsel sayılı taşınmazın sınırında orman bulunması sebebiyle usulüne uygun şekilde orman araştırmasının yapılmadığı, temyize konu diğer taşınmazların ise tarafların miras bırakını H.. Y..’ a ait iken ölümü üzerine mirasçıları arasında usulüne uygun şekilde paylaşmanın yapılmadığı, murisin 31.03.1986 tarihinde öldüğü dikkate alındığında davacı K.. Y.. tarafından düzenlenen 17.12.1984 tarihli anlaşma senedi, düzenlendiği tarih itibariyle henüz miras hakkı doğmadığından satış vaadi olarak kabul edilse dahi, murisin terekesine ait taşınmazların elbirliği mülkiyeti hükümleri uyarınca gerek satış vaadi sözleşmesinin gerekse mirasçılardan N. Y. ile G. Y. ve paydaşlarının çekişmeli taşınmazları üçüncü şahıs konumundaki Y.. U..’a yaptıkları satış veya bağış işlemlerinin hukuken geçerli olmayacağı gibi davalı Y.. U.. lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının da gerçekleşmediğinin göz önünde bulundurulmadığı, davalı-davacı A.. A..’ın davası hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmediği, A.. A..’ın davacı K.. Y.. tarafından aleyhine açılan davayı kabul etmesine rağmen payının K.. Y..’a verilmediği, hüküm yerinde mirasçıların miras paylarının gösterilmediği, mirasçı N. Y.’ın payının ayrık bırakıldığı” hususlarına değinilmiştir. Yargılama sırasında A.. U.., kök muris H.. Y..’ın mirasçısı olduğunu öne sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı K.. Y.. ve davacı Selma Yalçın’ın davasının kabulüne, davacı-davalı A.. A..’ın davasının ve müdahil A.. U..’ın talebinin reddine, çekişmeli 101 ada 62, 63, 112 ada 36, 43, 59, 114 ada 27, 111 ada 15, 122 ada 102 parsel sayılı taşınmazların 40 pay kabul edilerek 25 payın davacı K.. Y.., 3’er payın Gülyar, Sedat, Ayfer, S. ve Selma Y. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Y.. U.. ile müdahil A.. U.. tarafından temyiz edilmiştir.
Yargılama sırasında A.. U.. davaya katılma talebini içeren dilekçesinde, murisin asıl ölüm yılının 1981 olduğu halde nüfusa 1986 olarak yazıldığını belirterek düzeltilmesi için dava açtığını bu davanın bekletici mesele yapılması talebinde bulunmuş
Mahkemece, kesinleşen bozma ilamı karşısında bu hususun bekletici mesele yapılamayacağı gerekçesiyle davanın esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç usul hükümlerine aykırı düşmektedir. Dosya arasına getirtilen Alaplı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/230 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde A.. U.. tarafından Nüfus Müdürlüğü hasım gösterilerek muris H.. Y..’m ölüm yılının düzeltilmesi istemiyle dava açtığı, 01.02.2003 tarihli karar ile, murisin ölüm tarihinin gün ve ay baki kalmak üzere yılının 1981 olarak düzeltildiği, kararın 08.04.2003 tarihinde kesinleştiği ve nüfus kaydına da işlendiği anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla bozma ilamına esas alınan ölüm tarihinin mahkeme kararıyla düzeltilmiş ve nüfus kayıtlarına işlenmiş olması karşısında bozma ilamının taraflar açısından usuli kazanılmış hak oluşturduğunu kabulü mümkün değildir. Ne var ki; murise ait nüfus kayıtlarındaki bilgilerin düzeltilmesi davalarında mirasçılıkları etkilenebilecek olmalarından dolayı tüm mirasçıların davada taraf olmaları gerekir. Muris H.. Y..’ın ölüm tarihinin düzeltilmesi davasında ise davacı A.. U.. dışındaki diğer mirasçıların taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla A.. U.. dışındaki diğer mirasçılar açısından nüfus kaydının düzeltilmesi davasınında verilen karar kesin hüküm oluşturmadığından, değişikliğin iptalini istemekte hakları bulunmaktadır. O halde; mahkemece davacı K.. Y.., birleşen dosyanın davacısı Selma Yalçın ve A.. A.. usulüne uygun şekilde duruşmaya çağırılarak kendilerine muris H.. Y..’ın ölüm tarihinin düzeltilmesine ilişkin ilam okunmalı, diyecekleri sorulmalı, gerektiğinde kendilerine nüfus kaydındaki değişikliğin iptali davası açmaları için makul süre verilmeli, dava açmaları halinde sonucu beklenmeli, dava açılmaması halinde murisin 1981 yılında öldüğü kabul edilmek suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmelidir. Hal böyle olunca; mahkemece delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 17.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.