YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2358
KARAR NO : 2014/2794
KARAR TARİHİ : 18.03.2014
MAHKEMESİ : YUMURTALIK KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/11/1997
NUMARASI : 1997/186-1997/151
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında K. Köyü çalışma alanında bulunan 521, 522, 523 ve 525 parsel sayılı sırasıyla 33900, 66000, 44000 ve 13550 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı E. D. ve paydaşları adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, tapu kaydına dayanarak itiraz etmek suretiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında G.. T.. tüm taşınmazlar hakkında, H.. U.. ise 522 ve 523 parsel sayılı taşınmazlar hakkında tespit tarihinden sonra pay satın almaya dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı Hazinenin davasının reddine, çekişmeli 521, 522, 523 ve 525 parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tespit malikleri adına payları oranında tapuya tesciline, katılan davacılar yönünden mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUMK’nın 381/2. HMK’nın 298/2. maddeleri gereğince kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Kararların farklı ve çelişkili olması mahkemelere olan güven ilkesini zedeler. Bu durum 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas ve 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi bozma nedenidir. Somut olayda Mahkemenin 26.11.1997 tarihli kısa kararında, davanın reddi ile çekişmeli taşınmazların, bilirkişi tarafından düzenlenen 20.11.1997 tarihli raporda belirtilen tespit malikleri adına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verildiği (Kısa kararda, mahkemece atıf yapılan 20.11.1997 tarihli bilirkişi raporunda bir kısım tespit malikleri tarafından kendilerine pay satışı yapılan katılan davacılara da pay verildiği dikkate alındığında) halde gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tespit malikleri adına hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı kuşkusuzdur. O halde, önceki kararla bağlı kalınmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle yeniden bir hüküm kurulması gerekli olup, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 18.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.