YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2330
KARAR NO : 2014/5534
KARAR TARİHİ : 06.05.2014
MAHKEMESİ : KASTAMONU KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2013
NUMARASI : 2013/78-2013/56
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “…dava konusu taşınmazın davacıların miras bırakanı dedeleri İbrahim ve İbrahim’in annesi aynı zamanda tarafların ortak miras bırakanı S..’den mi, yoksa davalıların miras bırakanları ve Sare’nin ikinci eşi İ.. H..’dan mı kaldığının belirlenmesi, belirlenecek duruma göre paylaşma yapılıp yapılmadığının araştırılması, dava konusu taşınmazın davalıların miras bırakanı İbrahim Hakkı’dan kaldığının belirlenmesi halinde ise, davalı ile davacı taraf arasında irsi ilişkinin bulunmayacağı ile fen bilirkişi rapor ve haritasında (B) harfi ile işaretli taşınmaz bölümünün davacıların zilyetliğinde bulunduğunun gözetilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 200 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağındaki gibi tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar N.. B.. ve İ.. B.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın davacıların miras bırakanı dedeleri İbrahim ve İbrahim’in annesi aynı zamanda tarafların ortak miras bırakanı “Sare’den kaldığının davacılar tarafından ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece önceki günlü bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak oluşur ve aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan bozma dışında kalan yönler ise kesinleşir. Önceki günlü bozma ilamında dava konusu taşınmazın kimden kaldığının belirlenmesi, dava konusu taşınmazın davalıların miras bırakanı İbrahim Hakkı’dan kaldığının belirlenmesi halinde ise, davalı ile davacı taraf arasında irsi ilişkinin bulunmayacağı ile fen bilirkişi rapor ve haritasında (B) harfi ile işaretli taşınmaz bölümünün davacıların zilyetliğinde bulunduğunun gözetilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan araştırma sonunda dava konusu taşınmazın kimden kaldığı tam olarak belirlenememiş olup bu halde davacıların taşınmazın miras bırakanlarından kaldığı ve taşınmaz üzerinde terekeden gelen haklarının olduğu iddialarını kanıtlayamadıkları belirlenmiştir. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davalılar da taşınmaz üzerinde davacıların terekeden gelen bir haklarının bulunmadığını öne sürerek davanın reddini istemişlerdir. Bu hal ve bozma ilamına uyulmasının kazanılmış hak teşkil edeceği hususu nazara alınarak davacı ve davalıların birbirlerine karşı üçüncü kişi konumunda olduklarının kabul edilmesi doğru ise de, birbirine karşı üçüncü kişi konumunda olan kişiler arasındaki davalarda ayrıca taşınmaz üzerindeki zilyetliğin araştırılması ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi zorunludur. Ne var ki mahkemece uzman fen bilirkişi rapor ve haritasında (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacılar yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde yeterli ve usulüne uygun bir araştırma yapılmamıştır. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için; uzman fen bilirkişi rapor ve haritasında (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi fen ve ziraat elemanı, tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü ve tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar hazır olduğu halde taşınmaz bölümü başında yeniden keşif yapılmalı, dava konusu taşınmaz bölümünün öncesinin kime ait olduğu, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tespitte saptanan hukuksal olgu dikkate alınarak tutanak bilirkişileri dinlenerek beyanları arasında aykırılık varsa duraksamasız giderilmeli, komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar N.. B.. ve İ.. B.. vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 06.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi .