YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2269
KARAR NO : 2014/7160
KARAR TARİHİ : 28.05.2014
MAHKEMESİ : AVANOS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2012
NUMARASI : 1989/34-2012/4
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında S.. Köyü çalışma alanında bulunan 2708 ve 2687 parsel sayılı 3900 ve 5500 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduklarından söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle davalı olarak tespit edilmiştir. Davacı A.. Y.. tarafından davalı S.. B.. aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/7 sayılı esasında açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Davacı M.. Y.. tarafından davalı S.. B.. aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/9 Esasında açılan elatmanın önlenmesi davası, davaya konu olan parsel hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli 2687 ve 2708 parsel sayılı taşınmazların mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar Veysel, Zeynep ve M.. Y.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazların öncesinin kadim mera niteliğinde olduğu ve mera vasfındaki taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla iktisap edilemeyeceği belirtilerek davanın reddi ile çekişmeli taşınmazların mera vasfıyla orta malı olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Dava, genel mahkemeden aktarılan dava niteliğinde olup; davacı taraf kadastro öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve 1936 tarih ve 1661 tahrir numaralı vergi kaydına dayanmıştır. Çekişmeli 2708 ve 2687 sayılı parsellerin kadimden beri Sarılar Kasabası halkının hayvanlarını otlatmak için çayırlık olarak kullandıkları şerhi düşülerek, malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Dosya kapsamı incelendiğinde; çekişmeli taşınmazları çevreleyen 2663, 2709 ve 2710 sayılı taşınmazlara uygulanan ve bir kısmı dosya içerisine getirilen tapu ve vergi kayıtlarının çekişmeli taşınmazlar yönünü şahıs arazisi olarak okumakta olduğu, taşınmazların çevresinde mera arazisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının tutunduğu 1661 sayılı vergi kaydının 2665, 2666 ve 2667 sayılı parsellere revizyon görmüş olup, çekişmeli taşınmazları da kapsadığı kabul edilemez. Davacıların dayanak gösterdiği 1661 sayılı vergi kaydının güneyinde okunan Nasuh taşınmazının 2686 sayılı parsel olduğu, bu parsele uygulanan vergi kaydından anlaşılmaktadır. 1661 numaralı vergi kaydının batısı hali arazi okumakta olup, 2710 sayılı parsele uygulanan tapu kaydının güneyi çayırlık okumaktadır. Mahkemece 2710 sayılı parsele revizyon gören 1646 numaralı vergi kaydı ise dosya içerisine alınmamıştır. Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler çekişmeli taşınmaz hakkında bilgi sahibi olmadıklarını beyan etmiş ve taraf tanıkları keşif sırasında dinlenmemiştir. Eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; komşu 2710 sayılı parsele revizyon gören 1646 numaralı vergi kaydı getirtilerek, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, aynı köyden ve komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, çekişmeli taşınmazın öncesinin sahipsiz arazi mi yoksa kamu orta malı niteliğinde mera arazisi olup olmadığı, davacıların taşınmaza zilyet olup olmadıkları, zilyet iseler, kimden nasıl intikal ettiği, hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığının maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 28.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.