YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2254
KARAR NO : 2014/2604
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
MAHKEMESİ : MARMARİS KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2010
NUMARASI : 2009/455-2010/754
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında H. Köyü çalışma alanında bulunan … ada … parsel sayılı 1155,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit edilmiş tespite karşı davalı G.. B..’ın komisyona tapu kaydına dayanarak yaptığı itirazın kabul edilmesi sonucu davalı G.. B.. adına tarla vasfıyla tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasını dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece. davalı tarafın dayandığı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmişse de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı tarafından sunulan 13.04.1988 tarih 9 sıra numaralı tapu kaydı Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15.03.1977 tarih 1976/45 Esas, 1977/36 Karar sayılı tescil kararı ile oluşmuş ve ilgili mahkeme dosyasının 1992 yılında Marmaris İlçesinde meydana gelen sel felaketinde zayi olduğu bildirilmiştir. Ancak ilgili mahkeme kararı ve eki haritası eldeki dosyada mevcut olduğu halde bu harita yöntemince uygulanıp dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığı tespit edilmemiştir. Bu nedenle mahkemece taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, taraf tanıkları ve tespit bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı; keşif sırasında davalının dayandığı tapu kaydı 3402 sayılı Yasa’nın 20. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde yerel bilirkişi aracılığı ile yöntemince uygulanmalı, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı ve kapsamının neresi olduğu belirlenmeye çalışılmalı, dayanak tapu kaydının tesisine esas ilamda bilirkişi ve tanık olarak adı geçen kişilerin hayatta olduklarının anlaşılması halinde, bu kişiler çağrılıp tanık olarak dinlenilmeli, teknik bilirkişiye, tapu dayanağı olan mahkeme ilamına ekli kroki ile çekişmeli taşınmaz paftasını çakıştırarak, kapsamını net olarak belirleyip, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.