Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2242 E. 2014/2015 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2242
KARAR NO : 2014/2015
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : GEMEREK KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2012
NUMARASI : 2008/81-2012/8

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ç. Köyü çalışma alanında bulunan ve temyize konu … ada 3 parsel sayılı 7214,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise tapu kaydına ve miras yoluyla gelen hakka dayanılarak davalı A.. E.. ve paydaşları adına tespit edilmiştir. Davacı N.. A.., miras yoluyla gelen hakka, satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda temyize konu … ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı N.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava ve temyiz konusu … ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespite esas tapu kaydı kapsamında kaldığı, davacının dayanağı satış senedinin taşınmaza uymadığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. Davacı dayanağı 15.07.1965 tarihli satış senedi ile tespit dayanağı tapu kaydı mahalline uygulanıp kapsamları belirlenmeden çekişmeli taşınmazın tapu kaydının kapsamında kaldığının kabulü doğru değildir. Öte yandan keşifte dinlenen mahalli bilirkişinin beyanı soyut içerikli ve yetersizdir. Eksik araştırma ile hüküm kurulamaz. Doğru sonuca varılabilmesi için; öncelikle tespite esas tapu kaydı, varsa haritası ve oluşum belgeleri ile birlikte tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yansız, yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve fen bilirkişisi aracılığıyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında tapu kaydının varsa haritası uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası’nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli, tapu kaydının haritası bulunamaz veya bulunmasına rağmen zemine uygulanamaz ise tapu kaydının sınırlarına itibar edilmelidir. Tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Ayrıca davacı dayanağı 15.07.1965 tarihli satış senedi de mahalline uygulanarak kapsamı yöntemine uygun şekilde belirlenmeli, taşınmazın tasarrufu hususundaki beyanlar, komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli; beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının ve satış senedinin kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmelidir. Öte yandan keşif mahallinde tanık ve mahalli bilirkişilerden çekişmeli taşınmazı kimin ne zamandan beri ne şekilde kullandığı, zilyetliğin başlangıç ve sürdürülüş biçimi konularında ayrıntılı, somut verilere dayalı olarak bilgi alınmalı ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.