Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/22348 E. 2015/2608 K. 24.03.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22348
KARAR NO : 2015/2608
KARAR TARİHİ : 24.03.2015

MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sırasında …. Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 102 ada 169, 189, 259, 114, 109 ada 11, 108 ada 1 ve 101 ada 30 parsel sayılı sırasıyla 736.01, 829.97, 2.469.90, 9.787.56, 1.480.36, 1.800.52 ve 1.288.90 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar irsen intikal, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davacı ile davalı … ve paydaşları adına verasete iştirak olarak tespit edilmiştir. Davacı …, satın alma ve tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli 102 ada 169, 189, 259, 109 ada 11, 108 ada 1 ve 101 ada 30 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulü ile taşınmazların davacı … adına, çekişmeli 102 ada 114 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise davanın reddi ile 40 pay kabul edilerek davacı ve davalılar adına payları oranında tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalılar …, …, …, …, … ve … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece çekişmeli 102 ada 169, 189, 259, 109 ada 11, 108 ada 1 ve 101 ada 30 parsel sayılı taşınmazların öncesinde tarafların ortak miras bırakanı ………’a ait iken taşınmazları kapsadığı kabul edilen 19.02.1990 tarihli satış sözleşmesi ile davacıya satılarak zilyetliğin devredildiği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının edinme sebebinde “taşınmazların muris ………’a ait iken ölümü ile mirasçılarına kaldığı ve halen de davacı ve davalılar tarafından zilyet edildiğinin” açıklanmasına, yerel bilirkişinin ise “davacının dayanağı satış senedinin taşınmaza uyduğunu ve murisin ölümünden sonra taşınmazların davacı zilyetliğinde olduğunu” bildirmesine göre tespitte saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgunun birbiri ile çeliştiği kuşkusuzdur. Buna rağmen, tanık sıfatı ile tespitte dinlenilen tutanak bilirkişilerinin beyanlarına başvurularak çelişkinin giderilmesi üzerinde durulmamış, varsa dinlenilmeme nedenleri hüküm yerinde gerekçeleriyle açıkça gösterilmemiş; öte yandan, yerel bilirkişi ve tanıklar murisin ölümünden sonra taşınmazları davacının kullandığını belirtmiş olmalarına göre davacının taşınmazları asli zilyet olarak mı yoksa diğer mirasçılar adına feri zilyet sıfatıyla mı kullanıldığı, bir başka deyişle taşınmazların zilyetliğinin davacıya devredilip devredilmediği dahi açık ve kesin olarak belirlenmemiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi, aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif icra edilmeli, yapılacak keşifte, taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimin tarafından kullanıldığı, davacının taşınmazları kullanıp kullanmadığı, kullanıyor ise ne zamandan beri olduğu, murisin ölümünden önce de davacının taşınmazları kullanıp kullanmadığı, davacının taşınmazları kendi adına asli zilyet olarak mı kullandığı yoksa taşınmazların ortak muristen geldiğini bilerek ve diğer mirasçılar adına da olacak şekilde terekeden gelen hakkı nedeniyle feri zilyet olarak mı kullandığı; davacının davalı olan diğer mirasçılara kira, (icar) şeklinde bir para veya ürün verip vermediği hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, tutanak bilirkişileri de ayrı ayrı taşınmaz başında dinlenerek hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi sözleri ile tutanak bilirkişilerinin beyanları arasındaki aykırılık giderilmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporuyla denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra, iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi çekişmeli 102 ada 114 parsel yönünden taşınmazın tarafların ortak murisi ……… …….’dan geldiği ve onun mirasçılarına ait olduğu kabul edilmesine rağmen, miras bırakan ………’ın iki eşinin olduğu, eşlerinin ikisi de kendisinden evvel vefat etmesine rağmen eşi ……….’dan olma çocuğu ……’in muristen sonra bekar ve çocuksuz olarak vefat ettiği, bu durumda miras bırakan ………’ın mirasçılarına isabet edecek payların farklılık göstereceği göz önüne alınarak bu taşınmazın miras bırakan ………’ın veraset ilamı ve nüfus kayıtlarına göre belirlenecek payları oranında mirasçıları adına tescile karar verilmesi gerekirken ……… mirasçılardan bekar ve çocuksuz ölen mirasçı …………’ın veraset ilamı esas alınarak pay dağıtım yapılması sonunda taraflara isabet edecek pay miktarının yanlış olarak belirlenmesi dahi isabetsiz, davalılar …, …, …, …, … ve … vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.