Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/22317 E. 2015/12616 K. 27.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22317
KARAR NO : 2015/12616
KARAR TARİHİ : 27.10.2015

MAHKEMESİ : TAVŞANLI KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2014
NUMARASI : 2013/32-2014/137

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında A. Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı adına kayıtlı bulunan eski 2887 parsel sayılı 5.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 107 ada 4 parsel numarasıyla ve 4.629,64 metrekare yüzölçümlü olarak; tapuda davalı adına kayıtlı bulunan eski 2886 parsel sayılı 625,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 107 ada 3 parsel numarasıyla ve 574,93 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı A.. E.. uygulama kadastrosu sırasında adına olan taşınmazın yüzölçümünün eksiltildiğini, mevcut eksikliğin çekişmeli eski 2886 yeni 107 ada 3 parsel ile doğu sınırdaki dere içinde kaldığını öne sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 107 ada 103 parsel sayılı taşınmazın 23.06.2014 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (d) harfi ile gösterilen 558.079 metrekare yüzölçümündeki bölümünün uygulama tutanağının iptaline, iptal edilmeyen ve teknik bilirkişi raporunda (a) harfi ile gösterilen 16,85 metrekare yüzölçümündeki bölümün tapu maliki adına, çekişmeli 107 ada 104 parsel sayılı taşınmaza teknik bilirkişi raporunda (d) harfi ile gösterilen 558.07 metrekare yüzölçümündeki bölümün eklenmesi ile toplam 5.187,71 metrekare yüzölçümü ile tapu maliki adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra yukarıda sözü edilen yönetmelikte açıklanan ilkeler çerçevesinde taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.

Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında çekişmeli taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı, bitki örtüsü, zeminde mevcut ağaçların yaşı gibi hususlar ile zeminin jeolojik yapısının değerlendirilmesine ihtiyaç duyulan hallerde uzman ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişi de keşif heyetine dahil edilmelidir. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı, sınırlarda mevcut ağaçların yaşları gibi hususlarda bilgi alınmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve “ada raporu” ile “uygulama tutanağı ve haritasını” irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmeli; değerlendirme yapılırken uygulama kadastrosunun amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı ve mülkiyet uyuşmazlıklarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağı göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda; mahkemece tesis kadastrosuna ait pafta haritası, davacı adına olan taşınmazın kamulaştırma ile ifraz gördüğü bildirilmekle tesis kadastrosu haritasında değişiklik yapan ifraz haritası, çekişmeli taşınmazlara ilişkin ve tesis kadastrosuna ait ölçü çizelgesi, ölçü krokisi ve hesap cetveli, eski tarihli hava fotoğrafları, ortofoto ve uydu fotoğrafları getirtilerek dosya keşfe hazırlanmamış, öte yandan hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda kadastro paftası ile uygulama kadastrosu sırasında düzenlenen paftalar ölçekleri eşitlenip çakıştırılmak suretiyle aynı harita üzerinde gösterilmemiş, hava fotoğrafı ve ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırmamış, bu hali denetime elverişli olmayan gerekçesiz rapor hükme esas alınmıştır. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, öncelikle dosya yukarıda açıklanan şekilde keşfe hazır hale getirilmeli, bundan sonra mahallinde yöntemine uygun keşif yapılarak, harita mühendisi bilirkişiden yukarıda açıklanan niteliklere sahip rapor ve eki haritaları düzenlemesi istenmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.Mahkemece bu şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi çekişmeli taşınmazların ada ve parsel numaralarının hükme yanlış yazılmak suretiyle hükmün infazında çelişki yaratılması dahi isabetsiz, davacı ile davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 27.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.