YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2230
KARAR NO : 2014/10742
KARAR TARİHİ : 29.09.2014
MAHKEMESİ : ŞENKAYA KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/01/2013
NUMARASI : 2006/6-2013/12
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “zilyetlik yönünden yapılan araştırmanın yeterli olmadığı açıklanarak, Hazinenin taraf olmadığı 1987/285 Esas, 1988/132 Karar sayılı dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, davacının ibraz ettiği satış senetlerinin kapsamının belirlenmesi ve davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı İ.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Davaya konu .. ve ..parsel sayılı taşınmazlar; tespit sırasında uygulanan 1937 tarih, 314 tahrir numaralı vergi kaydının kapsamında olduğu, vergi kayıt maliki Sabri’nin 1978 yılında ölümüne kadar taşınmazlarda zilyet bulunduktan sonra taşınmazı kullanmaya başlayan kişilerin nizalı hale düştükleri ve mevcut zilyetler lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediğinden söz edilerek davalı Hazine adına tespit edilmişlerdir. Davacı İ.. A.., 1983 ve 1988 tarihli satış senetlerine ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmış olup; davacının tutunduğu 1983 ve 1988 tarihli satış senetlerinin çekişmeli taşınmaza ait olduğu tartışmasızdır. Mahkemece, davacının tutunduğu satış senetlerinin kadastro tespit tarihi olan 19.06.2003 günü itibariyle kazanmayı sağlayan 20 yıllık süreye ulaşmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuş, ancak; satın alma tarihinden önce davacı bayilerinin zilyetlik süreleri göz ardı edilmiştir. Tespit sırasında sözü edilen ve davacının .. ada .. parsel sayılı taşınmazı satın aldığı A. Ç. ile arasında dava görülmüş olması, o davada taraf olmayan Hazine lehine etki doğurmayacağı gibi, açılan dava da işbu dosyanın davacısı İ.. A.. lehine sonuçlanmıştır. Diğer taraftan çekişmeli taşınmazlarda davacının yaklaşık 30 yıldır zilyetliğinin bulunduğu ve önceki zilyetlerden satın aldığı keşif sırasında dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanı ile sabittir. Davacının satın alma yoluyla devraldığı ve kendisinden önceki zilyetlerin süresi ile birlikte tespit tarihine kadar 20 yılın üzerinde zilyetliğinin bulunması nedeniyle davacı lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde sayılan koşullar gerçekleşmiş olmakla davanın kabulü yerine reddine karar verilmiş olması isabetsiz olup; davacı İhsanAlkan’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 29.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.