Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/22160 E. 2015/7093 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/22160
KARAR NO : 2015/7093
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “davalı vekilinin sair temyiz itirazları reddedilmiş ancak mükerrer olduğuna karar verilen 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün daha sonra 2005 yılında yapılan arazi kadastrosu ile tespiti yapılan 144 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile çakıştığı, bu bölümde 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığı 2001 yılı itibari ile mükerrerlik bulunmadığı anlaşıldığı halde bu bölüme isabet eden tapu kaydının da iptaline karar verilmesinin isabetsizliğine” değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın … adına olan tesis kadastrosu ile mükerrer oluşturulmuş tapu kaydının 14.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda gösterilen şekilde (1B) olarak kırmızı taralı alan hariç iptal edilerek yeni bir parsel numarası almak sureti ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, 22.10.2014 tarihli karar ile de “davacı adına tapuya tesciline” sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine “davalı adına tapuya tesciline” şeklinde hükmün tavzihine karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Aleni yargılama ilkesi ve hukuki dinlenilme hakkı AİHS’nin 6. maddesi ve T.C. Anayasası’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının unsurlarındandır. Bu unsurlar, mahkeme kararlarının gerekçeli olmasını zorunlu kıldığı gibi. Anayasamızın 141. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 27, 28, 297 ve 298. maddeleri de hükmün açık duruşmada tefhimini ve kararların gerekçeli olmasını zorunlu kılmaktadır. Diğer taraftan, kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası birbirine sıkı sıkıya bağlı olup uyumlu bulunması gerekmektedir. Açık duruşmada tefhim olunan hüküm fıkrasında varılan sonucun nedenlerini içermeyen ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi gerekçenin farklı bir sonuca ilişkin bulunması da aleni yargılama prensibi ve hukuki dinlenilme hakkı ile açıkça çelişmektedir. 10.04.1992 tarih ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İBK’da kısa karar ile gerekçeli kararın uyumlu olması gereği vurgulanmış; bu husus 6100 sayılı HMK’nın 298/2. maddesi ile de yasal düzenlemeye bağlanmıştır. Somut olayda kararın gerekçesinde “mükerrerlik içermeyen (1/B) ile gösterilen kısım hariç olmak üzere krokide (1/A) ile gösterilen 1.025,97 m2’lik kısım bakımından mükerrerlik oluşturduğu anlaşılmakla, bu kısım bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği” şeklinde ifade bulunmasına ve bu ifade gereği 105 ada 1 parsel sayılı taşınmazın karara ek raporda (1/A) ile gösterilen bölümü yönünden tapu kaydının iptaline karar verilmekle yetinilerek hüküm kurulması beklenirken, yeniden mükererrerliğe neden olacak ve gerekçeyle çelişecek biçimde yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup; davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.