Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/21854 E. 2015/12681 K. 27.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21854
KARAR NO : 2015/12681
KARAR TARİHİ : 27.10.2015

MAHKEMESİ : ARDAHAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2014
NUMARASI : 2012/370-2014/264

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu B. Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 107 ada 80 ve 623 parsel sayılı 166829.24 ve 2340.84 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle sırasıyla ham toprak ve tarla vasfıyla Hazine adına, 107 ada 313 parsel sayılı 496896.32 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla tespit ve tescil edilmiştir. Davacı C.. G.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulü ile, Ardahan Kadastro Mahkemesinin 2011/26 Esas sayılı dosyasına sunulan 11.07.2012 tarihli bilirkişi raporunda, temyize konu 107 ada 623 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi ile gösterilen 1693.363, 107 ada 313 parsel sayılı taşınmazın (F) harfi ile gösterilen 499.561, 107 ada 80 parsel sayılı taşınmazın (G) harfi ile gösterilen 664.288 metrekarelik kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile tarla vasfıyla davacı C.. G.. adına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı C.. G.., temyize konu çekişmeli 107 ada 80 – 313 parsel sayılı taşınmazların bir bölümü, 623 parsel sayılı taşınmazın tamamı hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendi adına tescil talebiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının delil olarak dayandığı Ardahan Kadastro Mahkemesi’nin 2011/26 Esas – 2012/59 Karar sayılı dosyası getirtilerek dosya içerisine alınmış ve bu dosyada toplanan delillere dayanılarak davacının zilyetlikle kazanım şartlarını sağladığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne; bilirkişi raporunda, 107 ada 623 parsel sayılı taşınmazın (D) harfi ile gösterilen 1693.363, 107 ada 313 parsel sayılı taşınmazın (F) harfi ile gösterilen 499.561 ve 107 ada 80 parsel sayılı taşınmazın (G) harfi ile gösterilen 664.288 metrekarelik kısımlarının tapu kayıtlarının iptali ile davacı C.. G.. adına tescillerine karar verilmiş de; yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Mahkeme, dava konusu taşınmazlar başında keşif yapmadan Kadastro Mahkemesi’nin 2011/26 Esas sayılı dosyasında yapılan keşif ve bilirkişi raporlarını hükme esas almıştır. Kadastro Mahkemesi’nin 2011/26 Esas sayılı dosyasında yapılan keşifte; davacı, taşınmazların babası Alaattin’den intikal ettiğini ve tüm mirasçılarının hakkı olduğunu belirtmiş, keşifte alınan tanık beyanlarında da aynı şekilde taşınmazın davacının babasından mirasçılarına intikal ettiği belirtilmiştir. Davacı açtığı bu davada kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak kendi adına tescil talep etmiştir. Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan karar verildiği gibi, Kadastro Mahkemesi dosyasında bulunan hüküm kurmaya elverişsiz bilirkişi raporları da hükme esas alınmıştır. O halde sağlıklı bir sonuca ulaşmak için temyize konu edilen çekişmeli 107 ada 80 – 313 ve 623 parsel sayılı taşınmazların, tespit tarihi olan 2007 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı, bundan sonra 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ile jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri aracılığıyla mahkemece bizzat yapılacak keşifte, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı, 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu vasıtasıyla 107 ada 313 parsel sayılı taşınmazın mera vasfıyla tespit edildiği ve çekişmeli 107 ada 80 ve 623 parsel sayılı taşınmazların da bu parsele komşu olduğu göz önüne alınarak detaylı mera araştırması yapılmalı, taşınmazların öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadıkları, komşu parseller ile dava konusu taşınmazlar arasında nitelik farkı bulunup bulunmadığı belirtilmeli, taşınmaz başında dinlenecek davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı yerel bilirkişiler ve tanıklardan taşınmazların kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, davacının babasından intikal etmiş ise, kardeşler arasında taksim edilip edilmediği araştırılmalı, taksim edilmemiş ise; 4721 sayılı TMK’nın 701. ve 702. maddeleri gereğince, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğundan, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz hakkında davacı tek başına kendi adına tescil istemiyle dava açamayacağından davanın reddine karar verilmeli, taksim edilmiş ise; toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.