YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2178
KARAR NO : 2014/4002
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : GÖRELE KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2012
NUMARASI : 2008/147-2012/91
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında temyiz incelemesine konu R..Köyü çalışma alanında bulunan . ada 33 parsel sayılı, 2.069,76 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle H.. A.. adına tespit edilmiştir. Davacı K.. B.., çekişmeli taşınmazın tapuda amcası Mehmet’in de hissesi bulunduğu amcasının çocuksuz öldüğü, amcası adına olan hisseyi diğer mirasçıların muvafakatı ile kendisinin kullandığı iddiasıyla hissesi oranında adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dava konusu taşınmaz 8 hisse kabul edilerek 1 hissenin davacı adına tesciline, kalan hisselerin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı S.. A.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın dayandığı Haziran 1966 tarih 47 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı tarafın dayandığı Haziran 1966 tarih 47 sıra numaralı tapu kaydında davacı murisi M. B.23.016/38.880 hisse, davalıların murisi H.. A.. ise 13.818/38.880 hisse sahibidir. Mahkemece, davacının dayandığı bu tapu kaydı yöntemince uygulanmadığı gibi, tapu kayıt malikleri arasında yöntemince paylaşım yapılıp yapılmadığı da araştırılmamış ve taşınmazın neden yalnızca davalı tarafça zilyet edildiği üzerinde durulmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için davacının dayandığı tapu kaydı tesisinden itibaren getirtilmeli daha sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; davacının dayanağı tapu kaydının sınırları tek tek okunup, mahalli bilirkişi ve tanıklardan tapu kaydı sınırlarında okunan sınırları zeminde göstermeleri istenilmeli, fen bilirkişi tarafından gösterilen sınırlar kroki üzerinde işaretlenmeli, bilirkişilerce gösterilemeyen hudutlar için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli ve bu şekilde dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmeli, dava konusu taşınmazın davacının dayandığı tapu kaydının kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde, mahalli bilirkişi ve tanıklardan tapu kayıt malikleri arasında yöntemince paylaşım yapılıp yapılmadığı ve dava konusu taşınmazın neden yalnızca davalılar tarafından zilyet edildiği sorulmalı, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.