YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2164
KARAR NO : 2014/2597
KARAR TARİHİ : 13.03.2014
MAHKEMESİ : SUŞEHRİ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/02/2012
NUMARASI : 2007/199-2012/30
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında S. Köyü çalışma alanında bulunan … ada 8, … ada 1, … ada 6,123 ada 11, … ada 4, … ada 9, … ada 2, 17 parsel sayılı 328,96, 540,43, 397,48, 3918,88, 14469,34, 4128,01, 19468,78 ve 28643,05 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlardan satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, … ada 8, … ada 6, … ada 11, … ada 1, … ada 7 parseller E. D. ve D. K., … ada 17, … ada 9, … ada 4 parseller D. D. adına tespit edilmiştir. Davacı F. K., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tespitin iptali ile murisi Durmuş Karabulut mirasçıları adına tapuya tescile karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında Nafia Kaya ve N.. T.., aynı sebeplere dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, … ada 9, 113 ada 6, 111 ada 1 parsellerin tespit gibi tesciline, … ada 4, 192 ada 17, 108 ada 8, … ada 11, … ada 2 parsellerin tespitinin iptali ile D. K.’un mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı D. D., davalı E. D. vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece tespitin dayanağı olan ölünceye kadar bakım sözleşmesi ve zilyetliğin devri sözleşmesinin bir kısım taşınmazlara uyduğu kabul edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Taşınmazın başında yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarına 5.10.1977 tarihli ölünceye kadar bakım sözleşmesi ve 20.4.1978 tarihli satış sözleşmesi sorularak taşınmazlara uygulanmaya çalışılmışsa da yapılan uygulama yeterli değildir. Her iki sözleşmenin tek tek sınırları tespit edilmemiştir. Doğru sonuca varılabilmesi için taşınmazlar başında taşınmazları iyi bilen elverdiğince yaşlı, tarafsız şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, tespit bilirkişileri, teknik bilirkişinin katılımı ile keşif yapılmalı, tespit bilirkişisi, mahalli bilirkişi ve tanıklar HMK’nın 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağrılmalıdır. Tespite dayanak olan senetlerin tüm hudutları tek tek okunarak yerel bilirkişi, taraf tanıkları, tespit bilirkişiler yardımı ve teknik bilirkişi eli ile zeminde gösterilmesi sağlanmalı; gösterilen hudutlar fen bilirkişi krokisinde işaretlenmeli; senetlerin kapsamı kesin olarak belirlenmeli; teknik bilirkişiden keşfi takibe elverişli ve senet uygulamasını gösterir ayrıntılı krokili rapor alınmalı, taşınmazların kimden kime geçtiği, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, tarafların ortak miras bırakanından kalıp kalmadığı, miras bırakandan kalmış ise terekesinin tüm mirasçıların ya da yasal temsilcilerinin katılımı ile paylaşmaya tabi tutulup tutulmadığı, her bir mirasçıya miras payına karşılık taşınır ya da taşınmaz mal verilip verilmediği, dava konusu taşınmazların kimin miras payına düştüğü, kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri terekeye dahil taşınmazların tespit tutanakları ve kesinleşmiş iseler kadastroca oluşan tapu kayıtları ile denetlenmeli, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine,
13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.