Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/21412 E. 2015/12662 K. 27.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/21412
KARAR NO : 2015/12662
KARAR TARİHİ : 27.10.2015

MAHKEMESİ : GÜLŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/06/2014
NUMARASI : 2013/119-2014/102

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, T.Köyü çalışma alanında bulunan ve 2005 yılında yapılan kadastro sırasında yol olarak tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, tapuda kendi adına kayıtlı dava dışı 166 ada 1 parsel ile birlikte irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile zilyet olduğu iddiasına dayanarak dava dışı 166 ada 1 parsele eklenmek suretiyle kendi adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, 166 ada 1 parsel numaralı taşınmazın tapusunun iptali ile fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen 95,32 metrekarelik miktarındaki kısım ile (B) harfi ile gösterilen 103,31 metrekare miktarındaki kısım eklenmek suretiyle dava konusu 166 ada 1 parsel numaralı taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı T. Köyü vekili ve dahili davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu, dava konusu edilen taşınmazların dava dışı olan ve davacı adına tapuda kayıtlı 166 ada 1 parsel ile birlikte 60 yılı aşkın süredir davacı tarafından kullanıldığı kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm kurmaya elverişli değildir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar taşınmazın babasından davacıya intikal ettiği ve yol olmadığını beyan etmişler, ancak taşınmazların davacı tarafından ne şekilde kullanıldığı, taşınmazlar üzerinde bulunan ev ve tuvaletin ne zaman yapıldığı ve bu yapılar yapılmadan önce ne şekilde tasarruf edildiğine dair uyuşmazlığın çözümüne yetecek şekilde beyan alınmamıştır. Ayrıca keşif sonucu düzenlenen zirai bilirkişi raporu da soyut olup hüküm vermeye yeterli değildir. Ayrıca tescil harici taşınmazın davacı adına tesciline karar verildiği halde TMK’nın 713/5 maddesinde belirtilen yasal ilanlar yapılmaksızın hüküm verilmesi de isabetsizdir. Hal böyle olunca, fen, ziraat ve inşaat bilirkişi, tarafsız ve taşınmazı bilen yerel bilirkişi ve taraf tanıkları eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, dava konusu yerin davacı tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı ve tasarruf edildiği, tasarrufun ekonomik amaca yönelik olup olmadığı hususları ayrıntılı şekilde sorulup saptanmalı, ziraat bilirkişisinden bilimsel verilere dayalı ve taşınmazın niteliği, kullanım şekli hususunda ayrıntılı rapor alınmalı, inşaat bilirkişiden dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların yaşı hususunda rapor alınmalı, tanık ve bilirkişi sözleri, bilimsel esaslara göre düzenlenmiş raporlarla denetlenmeli, gerektiğinde TMK’nın 713/5. maddesinde düzenlenen ilanlar yapılıp menfaati bulunan kişilere itiraz hakkı tanınmalı, bundan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davalı T. Köyü vekili ve dahili davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görülmekle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı Köy Tüzel Kişiliğine iadesine, 27.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.