Yargıtay Kararı 16. Hukuk Dairesi 2014/2130 E. 2014/1956 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 16. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2130
KARAR NO : 2014/1956
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : GENÇ KADASTRO MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2012
NUMARASI : 2009/176-2012/14

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Y. Köyü çalışma alanında bulunan … ada … ve … parsel sayılı 1.302.27 ve 1.381.43 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar davalı H.. G.., … ada … parsel sayılı 1.091.22 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı A. G., … ada … parsel sayılı 830.03 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bir kısım davalıların miras bırakanı S.. G.., … ada … parsel sayılı 1.832.15 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 1/2 paylı olarak davalılar A.. G.. ve Ramazan İnanç adlarına tespit edilmiştir. Davacı A.. İ.., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak taşınmazların adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine, çekişmeli taşınmazların dosyadaki belge ve tutanaklar doğrultusunda tespit gibi tescil işlemleri yapılmak üzere Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmiş; hüküm, davacı A.. İ.. ve davalı S.. G.. mirasçılarından Y.. G.. tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece 09.10.2012 tarihli celsede; keşif için gerekli masrafı yatırması hususunda kesin süre verilmesine karar verildiği, ara kararın davacıya usulüne uygun tebliğine rağmen tarafından keşif bedeli yatırılmadığı için davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına ve usul hükümlerine uygun düşmemektedir. Çekişmeli … ada … ve … parsel sayılı taşınmazlar H.. G.. adına tespit edildiği halde, kendisine usulüne uygun tebligat yapılmadığı, diğer bir anlatımla taraf teşkili sağlanmadan keşif kararı verildiği, çekişmeli … ada … parsel sayılı taşınmazın tespit maliki A. G. davayı kabul etmesine rağmen bu hususun göz önünde bulundurulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı dava dilekçesinde dava konusu ettiği tüm taşınmazlar yönüyle tanık deliline dayanmasına rağmen mahkemece tanıklarının isim ve adreslerini bildirmesi için davacıya usulüne uygun şekilde süre de verilmemiştir. Hal böyle olunca; mahkemece taraf teşkili sağlanmadan, deliller toplanmadan, başka bir anlatımla dosya keşfe hazır hale getirilmeden keşif giderinin yatırılması için davacıya kesin süre verilmesi ve davalı A. G.’in davayı kabul ettiğinin gözden kaçırılması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre kadastro hakiminin sicil oluşturma görevinin bulunduğu gözetilerek, davanın esastan reddedilmesi halinde çekişmeli taşınmazlar hakkında tescil hükmü kurulması gerekirken tutanak asıllarının Kadastro Müdürlüğüne iadesine karar verilmesi dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.03.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.